30 Mayıs 2016 Pazartesi

Sadece Pozitif düşünerek kilonuzu kontrol edebilirsiniz.

   Sadece olumlu düşünerek kilonuzu kontrol edebilirsiniz. Pozitif düşünerek 42 kilo veren bir kişinin yazısını okumuştum. Bu linki daha sonra sizinle paylaşacağım. Bu paylaşımdan çok etkilendim. Çünkü ben de yıllarca yaptığım farklı diyetler yüzünden kilo veremiyordum. Pozitif düşünmeye başladım. "Ben de zayıflayabilirim, "dedim. Bugüne kadar beynimiz yanlış diyetlerle veya rejim listeleriyle doldurmuşuz. Kendi kendimle konuşarak, zihnime olumlu düşünceler ekmeye başladım.
   Kendi kendime "ben de artık diyet veya rejim sözcükleri kullanmayacağım" dedim. (Bunu söylediğim zaman sanki beynime format atmışım gibi oldu. Beynim yeniden çalışmaya başladı. Bu sefer olumlu düşünceler gelmeye başladı.)
-"Diyet listeleri yapmayacağım." dedim
-"Sağlıklı besinlerden yiyeceğim."dedim
-"Beden sağlığım için her gün en az 30 dakika yürüyüş yapacağım.",
-"Şekeri azaltarak artık vücuduma almayacağım." dedim. Önce çay kaşığı kadar kullandım. Sonra şeker yerine pudra şekeri denedim. Sonra şekerin her formunun zararlı olduğunu öğrendim.
-"Tamam şimdi şekeri eve almayı bıraktım. Eee çünkü zararlıdır, neden vücuduma faydasız şeyler vereyim ki. " dedim
-"Tamam ya dedim; Beyaz unun da zararlı olduğunu doktorlar hep söylemiyor mu? O zaman neden beyaz undan yapılmış ekmekler alayım ki? Ya da beyaz undan yapılmış diğer sandviç gibi tüketeyim.? Sandviç yerine dürüm pidesi yerim. "dedim.
-"İkinci olarak unlu mamullerden yapılmış olan gıdalardan uzak duracağım. " Bu çok iyi bir adım dı benim için. Kilo vermeye engelleyen yiyeceklerden kurtuldum.
-"Üçüncü olarak vücudum için detoks gibi bir şey yapmalıyım dedim" Vücuttaki toksin maddelerden kurtulmalıyım" dedim. Bunun için basit detoks tekniklerini araştırdım. İlk bir iki hafta yaptığım bir detoks içeceğini tarif edeyim.
-Ağzı geniş bir litrelik cam şişeye bir adet limon doğradım. Bir adet salatalık doğradım. Bir tatlı kaşığı zencefil ekledim. Bir de yedi sekiz tane taze nane yaprağı ekledim. Bir gece buzdolabında beklettim. Ertesi gün sabah aç karınla büyük bir bardak içtim. Akşam yatarken de büyük bir bardak içtim. Ertesi gün tazesini hazırladım. İçindeki limonları atmıyordum, onları yedim.
Bir iki hafta sonra vücudum artık iyice toksinlerden temizlenmişti. Limon, nane ve zencefil ve salatalık sayesinde oldu bu. Dahası var.....
- Sonra sabahları bir bardak çay içerdim. Daha çok kahve tüketirdim. Normal çayı bıraktım. Onun yerine bu dönemde Hibüsküs çayı ve 5,6 tane goji üzümü ile yaptığım bitkisel çayımı içiyordum.
Sabah kahvaltıda bir bardak içerim.  Çaydanlıkta kalanını bir şişeye doldurup buzdolabında muhafaza ettim. Akşamları yemekten sonra büyük bir bardak daha içerim. Renginin güzel olması nedeniyle bunu beğendim. Bu çayında farklı faydaları oldu. Vücuttaki fazla suyun atılmasını sağladı.
- Yani ben diyet falan listelerini bıraktım. Zihnim biraz rahatladı. Zorunlu diyet listelerinden kurtulunca özgür kaldı. Şimdi sağlıklı olan yiyecekleri tercih ederek beslenmeye devam ediyorum.
Aslında kilo veremeyişimdeki nedenin yediklerimin miktarında saklı olduğunu anladım. Porsiyonlarımı küçültmeye başladım. Bir kase çorba, bir tabak salata, bir kaseye iki kaşık yoğurt, veya tavuk eti yersem küçük 2,3 parça tavuk yedim. Çorba ve salatayı her öğlen ve akşam mutlaka yedim.  Çorba çeşitleri çoktur. Her seferinde farklı bir çeşit çorba yapmayı denedim. Salata çeşitleri de çok . Salatalık, dometes, taze kabak, nane, az yağ, limon, biraz tuz. Farklı salata çeşitleri yapmayı öğreniyorum. Normal yemek çeşitlerinden de küçük bir tabak ekmeksiz yiyiyorum.
Ekmek olarak ben; tam tahıllı ekmek alıyorum. Esmer ekmekleri tercih ediyorum.  Dilimleri normal boyutta olmalı ne çok küçük ne de çok büyük.  Sadece sabah kahvaltısında 1 veya 2 dilim yerim.
Dediğim gibi diyet listem artık yok. Acıktığım zaman öğün aralarında çubuk kraker veya bir meyva, veya 1,2 kaşık yoğurt tüketiyorum. Yoğurdun içine mutlaka keten tohumu bir tatlı kaşığı ekliyorum.
Keten tohumunda Omega 3 yağı olduğu için ve her gün balık tüketmediğimiz için günlük bir yemek kaşığı tüketmeliyiz.
- Meyva olarak, çok tatlı olmayan meyveleri tercih ediyorum. Yeşil elma, yeşil erik, kiwi, frenk elması, kayısı, karpuz, gibi. Tabii ki diğer meyvalardan da yiyebilirim. Sadece dikkat etmek gereken şey miktarı. Aldığımız fazla kaloriler yakmadığımız zaman yağ olarak vücudumuzda depolanıyormuş. Kendimi hiç bir zaman aç bırakmadım. Veya tek çeşit gıdalarla beslenmedim.
- Vücudumuz bir gıdayı kısıtladığımızda onu mutlaka yemek ister. Önünüze bir dilim pasta gelirse siz de bir kaşık tadarsınız. Az yediğiniz zaman aldığınız haz çok yediğiniz zaman aldığınız hazdan daha fazladır. Çünkü yasaklamadınız. Lokma da yediğim oldu. Bazen çok kaçırırsam diğer öğünde daha az yedim.
- Her gün en az 30 dakika yürüyüşe hep devam ediyorum. Çünkü hep oturarak ofiste çalışıyorum. Sadece yediklerinize dikkat etmek yetmiyor. Vücudumuzun harekete de ihtiyacı var. Yürüyün arkadaşlar. Her fırsatta bu 30 dakikayı tamamlayın. Daha fazla da yürüyebilirsiniz. Ama koşmanıza gerek yok. Düzenli yürüyüş yeterli. Düzenli egzersiz yeterli. Hangi sporu yapmayı seviyorsanız onu yapın. İp atlayın, zıplayın,  yoga yapın, Ama her gün yapabileceğiniz bir egzersiz olsun.  Bunu siz seçin. İlk başta düzenli yapmaya başladığınız zaman vücudunuz alışkın olmadığı için kaslarınızda veya eklemlerde ağrı olabilir. Bu normaldir, zaten bir iki hafta sonra hiç ağrı hissetmeyeceksiniz.
Yorulduğunuz zaman oturup dinlenin, acelemiz yok.
- Pozitif düşünerek, kendim için olumlu ve faydalı olan besinleri seçerek , kilo vermeye devam ediyorum. Mart-2016 da başladım ,halen devam ediyorum. Kendime aylık hedefler koyuyorum.   Yapabilirim diyorum. Siz de yapabilirsiniz.
Neden olmasın ki,  Yeter ki karar verin. Beynimizle karar verelim. Başkaları istediği için değil, yada başkalarının kontrolünde değil. Her şey sizin beyninizin kontrolünde olsun. Beynimiz bedenimizi kontrol edebilir. Olumlu olun, kendinizi sevin. Olacak... Başarabilirsiniz. : )
Bu link beni ilk motive eden  bir yazı idi. 42 kilo veren bayanın azmi. Nasıl olumlu düşündüğüne dikkat edin, anlatıyor.
 http://www.bizbizesaglik.com/forum/archive/index.php/t-336.html?s=81988dc8df67b7318eb8124e8b8073bc


Sıcak çikolatada bulunan flavonoidler damar sağlığınızı olumlu yönde etkilerler.
Sıcak çikolata kilo vermenize yardımcı olur .Kilo vermek istiyor, sağlıklı içecekler arıyorsanız size mutlu bir haber verelim: sıcak çikolatanın faydaları arasında kilo verdirmekte var! Doğru tüketildiğinde sıcak çikolata, canınız çikolata istediğinde kendinizi tatmin etmek için tüketeceğiniz lezzetli bir tercih olacaktır. Ayrıca düşük kalorili sıcak çikolata içmek daha çok şekerli, kalorili keklere-kurabiyelere ve donutlara olan isteğinizi azaltacaktır.
http://hayat.sozcu.com.tr/5-maddede-sicak-cikolatanin-faydalari-87695/





24 Mayıs 2016 Salı

Pozitif Düşünme ile Şifa

  
   Pozitif düşünmenin  iyileştirici gücü vardır. Bu makalede nasıl sağlığınızı iyileştirmek ve kendinizi iyileştirmek için pozitif düşünme uygulayabilirsiniz göstereceğim. Şimdi kendinizi iyileştirin ve hayatınızı geliştirmek için iyimser, olumlu ve iyi şeylere odaklanabilirsiniz. Tüm vücudunuzu iyileştirmek ve hayatınızı iyileştirmek için bilinçaltınız doğrudan pozitif düşünce uygulamaya başlar. Biz sadece bedenimizin hastalandığını düşünürüz. Ruhumuzun da şifaya ihtiyacı var. Şimdi bunu hayatını ve sağlığını geliştirmek için kullanmaya başlayabilirsiniz – Birçok Doktor insanın bu güce sahip olduğunu teyit etmektedir. İnsan çok zeki bir varlıktır. Ne de olsa Tanrı suretinde yaratıldık.
   Pozitif düşünme gücünü; bugün doktorlar kuvvetle hastalık önlemek ve hastalığın  tıbbi gerilemelerini aşmak için olumlu bir zihinsel tutuma sahip ve ameliyat sonrası iyileşme tavsiyesi için de bir o kadar güçlüdür. Doktorlar hastayla iletişime girdiklerinde sizin için ellerinden geleni yapacaklarını ve olumsuz düşünmemenizi sizden isterler. Hayatınız için kaygılanmayın.
   Olumlu ve iyimser düşünceye sahip kişiler hastalıklarından daha çabuk iyileşir. Tam tersi de olumsuz düşünen hastaların tedavileri uzun sürmekte, çoğu zaman da iyileşme kaydedilememektedir.
Annem hasta olduğu zaman bakıyorum, hiçbir olumlu düşünceye sahip değil. Siz de eğer hastalarınızın çabuk iyileşmesi için onlarla olumlu şeyler konuşun. “Hadi anne çabuk iyileş de şunu şunu yapacağız daha” gibi… Annem 90 yaşına gelinceye kadar hiç hastaneye yatmamış bir kişidir.  Hastanelerdeki olumsuz hava onu çok rahatsız eder. Sanki terk edilmişlik havası var. Bir an önce hastaneden taburcu olmak ister.
Hastaneye ambülansla getirmiştik. Onunla bir gece hastanede yattım. Sabah uyanınca annem “ benim burada ne işim var dedi. Ben hasta değilim ki” olumlu düşünmeye devam etti. Taki doktor onu taburcu edene kadar. Çok şükür kendini çabuk toparladı. Yaşlı insanlar genellikle ev ortamında kendilerini daha iyi hissederler. Aile sevgisi ve ilgisi onları daha çabuk iyileştirir. Benim tavsiyem yine bir doktor veya hemşire kontrolünde yaşlı insanların evlerinde bakılmaları. Dostlarının ziyaretleri sağlanmalı. Daha hızlı iyileştiklerine çok tanık oldum.
   Bu pozitif düşünce ve pozitif inançlar sağlıklı ve uzun ömüre yol açar. İyimser olmak; olumsuz düşünmekten kurtulmak demektir. İyimser olmak zihini yatıştırır, hayatın olumlu yönlerine odaklanır bu da kendinizi iyileştirir. Yapmanız gereken tek şey olumlu inanç sistemine sahip olmak ve iyimser kalmak. Ve gerçekten hayatınızı değiştirmek, böylece sakin ve kontrollü olacak ve zihninize doğrudan öğretmek gerek.
-Yani her gün pozitif düşünmeyi uygulamak.
-İyimser olun.
-Olumlu yönlere odaklanın.
-Doğrudan zihninizi ve bilinçaltının daha iyi yardımcı ve hayattan zevk alacak.
Ama dahası var ...
Doğal ve kolay bir şekilde daha başarılı ve hedeflerinize ulaşmak için başladınız. Yani kendinizi iyileştirmeye yardımcı olunca zihniniz ve bilinçaltınız yönlendirilmeye başlar ve aynı zamanda büyük başarılar elde edersiniz. Pozitif düşünmek sağlığı geliştirir eğer öyleyse, negatif düşünme kötü şeyler yapar mı?
Doktorlar önemli gerilemelere olumsuz bir tutum ya da olumsuz duygular ve negatif düşünce kurşun gibi demek ve herhangi bir hastalıkda daha kötü yapar. "Umutsuzluk kalp hastalığını hızlandırır ve hastalığın etkisini artırdığını, şimdi örneğin kanıtları vardır."   Negatif düşünce kalp yetersizliği olasılığını artırır ve erken bir ölüme yol açar. 
"Zihin ve vücudun savunma sistemi iletişim halinde birbirleri ile çalışır." Dr. Mamtani söylemiş.

Yani gerçekten olumsuz düşünmeye bir son vermek gerekiyor bu yüzden. Olumsuz düşünceler size hiçbir iyi şey yapar ve sadece hayatınızı daha kötü hale getirir. Negatif düşünce kötü yaşam, daha fazla mücadeleye yol açar ve yaşam süresini kısaltır. Bilimsel kanıt var.
Alkol bağımlısı kişiler bu kötü alışkanlığa olumsuz düşünceleri yüzünden başlamışlardır.
Ya da sigaraya veya uyuşturucu gibi şeylere. Başta keyif aldıklarını sanırlar. Zihinleri bulanıklaşır. Doğru düşünemezler. Terapi merkezleri bu gibi hastalar için vardır. Doktorlar birebir onlarla konuşarak zihinlerindeki olumsuz düşüncelerin yerini olumlu olanlarla değiştirirler. Onların sorunlarını dinleyerek, bunları aşmalarını sağlarlar. Olumlu düşünmeye başlayan hastalar daha çabuk iyileşir. Çünkü artık zihin olumlu düşüncelerle beslenir, yararsız ve zararlı maddeleri terk etmeye karar verirler. Bu da onlar için yeni bir başlangıç demek. Hiç bir zaman çok geç değildir. Bazen yardım almanız gerekebilir. Kendinizin olumlu düşünmeye başlaması ile iyileşme süreci başlar. Uzun vadede daha ciddi hastalıklarda uzak kalmanızı sağlar. Kalp krizi, akciğer veya karaciğer kanseri gibi. Zararın neresinden dönerseniz kardır. 

*Yani bugün olumsuz düşüncelerden kurtulmakla başlayın.
*Pozitif düşünme ve olumlu bir tutum ile zihninizi doldurun.
*İyimser olmak ve bu şeylerin parlak tarafına bakmak.
*Orada kanıtı pozitif düşünme, iyimser bir akıl da var ve olumlu bir tutum daha iyi sağlık, daha uzun bir yaşam ve daha başarıya götürür.
*Olumsuz düşünmeden kurtulmak  ve olumlu ve iyimser olmak için zihninizi ve bilinçaltınızı yönlendirmek düşündüğünüzden çok daha kolaydır - sadece düzenli olarak ona kalıcı bir iş verin.  
*Negatif düşünceleri durdurun.
*Olumlu bir tutum oluşturmak ve korumak için başlayın.
*Hayatınızın olumlu yönlerine odaklanmak için zihninizi eğitin.
*Eğer başarılı olmak için izin vererek sadece olumlu inançlar oluşturun - onlar da daha iyi hissettirecek.
*Hangi inanç sizin yüreğinize hitap ediyorsa, o inanca sıkı sıkıya tutunun.
*İyimser ve olumlu bir zihin geliştirmek ve bilinçaltının inançlarınızı ve iyi şeyleri görmek şeklini değiştirerek başlayın.
*Bu şeyleri daha iyi nasıl alabilirim odaklanın.
*Başarılı olabilirim, inanıyorum, demelisin.
*Düşüncelerinizi izleme ve olumsuz düşünceleri ve inançları ortadan kaldırarak olumsuz düşünmekten kurtulun.
*Tüm olumsuz düşüncelerinizi birer düşünce kalesi olarak görün. Şimdi bu düşünce kalelerini yıkalım. Yerine daha olumlularını inşa edelim.
Pozitif düşünce ve pozitif inançlarla bunları değiştirin.
Senin bilinçaltının yeni bir inanç sistemi almaya başladığında değişiklikler başlar. Daha sonra durumlara size rehberlik etmeye başlar ve fırsatlar size hedeflerinize ulaşmanıza ve sağlığınızı artırmaya yardımcı olmak için. Aynı zamanda zihin sakin başlar ve bilinçaltı daha iyi sağlığa giden beden sakin başlar.
Örneğin, benim kendi inancımda şimdi eskisinden daha olumlu düşünüyorum. Eskiden yalan söyleyebilirdim, ve farkında bile olmazdım. Bunun ileride beni ne kadar olumsuz bir insana çevireceğini bilemezdim. Şimdi yalan söyleyemem, çünkü ne kadar büyük bir günah olduğunu farkettim. “Artık yalan söylemeyeceğim” Bu zihnimden söylediğim olumlu bir düşünce. Başka bir tane örnek. Eskiden affedemediğim insanlar vardı. Halbuki yeni inanç sistemimde bunun ne kadar günah olduğunu öğrendim. Yüreğimle affedemesem de  , aklımla ve zihnimle tamam bu kişi bana bunu bunu yaptı. Ama zihnimle onu affetmeye karar verdim. Henüz yüreğimle affetmedim. Olsun. Zamanla o da olur. Yeter ki zihninizden o kişiyi affedeceğinizi söyleyin. Bu olumlu düşünceyi geliştirin. Bu kişiyi bana söylediklerinden dolayı affediyorum Tanrım, diyin. Kolay olmayacak ancak zamanla şifa bulacaksınız. O kişiyi her affettiğinizde bedeninizde sağlıklı hücreleri korursunuz. Çünkü zihin ve bedenimiz uyum içindedir. Zihin olumlu olursa beden sağlıklı olur. 

“-Ama onu asla karşıma çıkarma!”  Ne oldu bir olumsuz düşünce ektim zihnime. Buraya kadar anlattıklarımı anladıysanız şöyle düşünmeniz gerekirdi. “Bu kişiyle bir gün karşılaşırsam, onu affettiğimi söyleyeceğim, ona sarılacağım.”
Bazen başkaları tarafından çok fazla incitiliriz. O zaman onları affetmek zaman alır. Ama zor değil. Aldığımız zarar ne kadar acı olsa da insan affedebilir. Tanrının gücüyle.  Bu da şifa demek. Affetmeyi seçmek olumlu bir düşünce. Sonucu ise size şifa olarak döner. Aslında affetmekle yani olumlu bir karar almakla kendinize iyilik ediyorsunuz. Hastalıklarınızdan iyileşirsiniz. Her olumsuz düşünce bir hastalık doğurur. Ya da her hastalığımız geçmişten gelen zihnimizde biriktirdiğimiz olumsuz düşüncelerden kaynaklanır. Olumsuz düşünceler , sizin canınızı acıtacak ağrı ve sancı olarak size geri döner.
 " Birkaç gün önce ofiste çalışırken sağ dizimi incittim. Sanırım ani bir hareket yaptım. Uzun süre aynı pozisyonda oturarak çalıştığım için sağ ayağımı uzatmak istediğimde dizimin altındaki kaslar acıdı. Yerimden kalkmak istedim. Fakat sağ ayağımın üzerine basamadım.
Yürümeliydim. Hiçbirşey yapmadan öyle duramazdım. Hareket edersem düzeleceğini düşünüyordum. Birkaç adım atmaya çalıştım acı içinde koltuğa yine oturdum. Kendimi zorlayarak yürümeye çalıştım. Evden çıkmalıydım. En yakın eczaneye gidip bandaj gibi birşey almalıydım. Yürürken sağ dizimin altındaki kaslardan müthiş acı hissediyordum.
Bandajı aldım. Tekrar eve gidip bandajı taktım. Fakat yine ağrı devam etti. Sanırım dizimin arka tarafında sinir sıkışması oldu. Bir gün bandaj takılı kaldı. Ertesi gün evde artık bandajı çıkarmak istedim. Elimi dizime koyup dua ettim. Ağrı biraz hafifledi. Yürürken biraz daha acı vardı. Vücut ağırlığımı sol dizime veriyordum. Merdiven inip çıkarken önceliği hep sol ayağıma veriyordum. Annem bunu fark etti. Ve normal yürümeye çalışmamı söyledi. Acısa da normal adımlar atıp sağ ayağımı da kullanmalıydım. Denedim. İlk sefer de acımaya devam etti. Sonra abime tekrar dua ettirdim. O duadan sonra tekrar acı hissetmedim. Artık normal yürüyordum. Galiba mucize oldu.  "

Aklınızda negatif olan düşünceler durduğunda , beden sağlığınızda bile değişiklikler görmeye başlayacaksınız. Negatif düşünceleri ortadan kaldırın. Geliştirdiğiniz her olumlu düşünce sizin ruh ve beden sağlığınıza iyi bir tepki olarak geri dönecek.  Suya bir taş atarsanız suda dalgalanma olur. Taş atmazsanız su durgundur. Olumlu bir düşünce ,olumlu bir davranış sonucu mutlaka sizi mutlu edecek bir sonucu vardır. Affedip bağışlamak sizin ruhsal ve bedensel sağlığınızda olumlu etkileri olur. Hatta o kişiye sarılmak bile olumlu enerjiyi karşı tarafa da geçirmek demektir. İnsan çok değerli bir varlıktır. Ruhumuz vardır, aklımız vardır, bedenimiz yani canımız vardır. Hepsi bir bütün olarak mükemmel yaratılmıştır. Aklımızla ruhumuzla, bedenimizle bir bütünüz. Bazen canımız faydasız şeylerle uğraşmak ister. Sürekli evde oturup , bunalım takılmak isteyebilirsin. Veya dışarı çıkıp temiz havada yürüyüş yapmak, yeni insanlarla tanışmak isteyebilirsin. Aklımız bedenimizi kontrol eder. Ruhumuz bunu hisseder. Ruhunuz da bedeniniz kadar değerlidir. Ruhumuz olmazsa bedenin bir değeri yok. Ruhumuzu da beslemeliyiz. Sevgi  ruhumuzu besleyen gıdalardır.  
Sınırlayıcı inançları çıkarın.
Ne istediğinize odaklanın.
Yeni bir olumlu düşünce , iyimser bir tutum oluşturun.
Eğer hayattan zevk almak ve başarılı olmak istiyorsanız ,  yüreğinizde ve zihninizde inançları oluşturun.
Siz de hedeflerinize ulaşabilirsiniz.
İstediğiniz hayatı sürebilirsiniz. Hayatınızdan şikayet etmeyin çünkü içinde bulunduğunuz hayat veya yaşadığınız şeyler sizin kararlarınız sonucu elde ettiğinizdir. Kendinizi değiştirmek sizin elinizde . Hastaysanız iyileşebilirsiniz. Bu tamamen sizin elinizde. 
Tam olarak ne istediğinizi elde edebilirsiniz.
Huzur mu?, Sağlık mı? Sevgi mi? Başarı mı? Yoksa şifa mı?
Sıkıntı mı?, elem mi?  Nefret mi? Başarısızlık mı? İstiyorsunuz? Siz karar verin.
Nasıl birisi olmak isterseniz, öyle birisi olursunuz....
Bir insanın iyileşme gücü tamamen kendisine bağlıdır...

10 Şubat 2016 Çarşamba

Düşünce Gücümüz ve sözlerimizin gücü

Başlangıçta Söz vardı.
Bu nedenle kullandığınız her sözcüğün niyetinizle, varmak istediğiniz noktayla ilgili olmasına özen gösterin. Ağzımızdan çıkan en küçük bir söz bile tüm vücudumuza, tüm evrene yaydığımız bir emirdir. Dolayısıyla odaklandığımız düşünceler ve sıkça ağzımızdan çıkan sözler bir süre sonra bizim gerçekliğimiz olmaya başlar.

Bugüne kadar kim bilir size neler söylendi? Sadece öyle söylendi diye hiç denemeden, farkında bile olmadan kabul ettiğiniz kim bilir neler var? Ancak bunların artık önemi yok. Önemli olan nasıl bir "siz" yaratmak istediğiniz. Hayal ettiğiniz yeni sizi yaratırken, kelimelerin, hedefinize uygun olumlama cümlelerinin gücünü unutmayın. Bu cümleleri boş kaldığınızda, araba kullanırken, uykuya dalmadan önce, sabah kalkar kalkmaz aynaya bakarak sık sık yüksek sesle tekrar edin. Ödev verilmiş bir ilkokul çocuğu gibi sayfalar dolusu yazın. Yazı evrenle yaptığınız bir sözleşmedir.

Sitedeki olumlama cümleleri her gün artacağından, her seferinde karşınıza yepyeni cümleler gelecek. Bu cümlelerden faydalanabilirsiniz. Ancak kendi olumlama cümlelerinizi yazmak isterseniz dikkat etmeniz gereken birkaç nokta var:

1. Olumlama cümleniz olumlu olsun! Yani Hasta olmak istemiyorum yerine Sağlıklıyım gibi tamamen olumlu kelimelerden seçilmiş kalıplar kullanın.

2. İstiyorum ifadesinden kaçının. Mutlu bir hayat istiyorum demek yerine Mutlu bir hayata sahibim deyin. Evren onaylayandır. İstiyorum dedikçe istemekle kalırsınız. Sahibimdediğinizde tüm hücreleriniz o andan itibaren mutlu bir hayata sahip olduğu komutunu alır ve size bunu yaşatmaya başlar.

3. Cümleler hedefinizi net içersin. Zayıflıyorum gibi sonunun nereye gittiği belli olmayan cümleler kullanmayın. Eğer muhakkak zayıflamakla ilgili bir cümle kurmak istiyorsanız, varmak istediğiniz hedef kiloyu da içine koyarak 55 kilodayım, hatta 55 kiloda olduğum için şükürler olsun deyin.

4. Belirsiz ifadelerden kaçının. Kurduğunuz cümle herkes tarafından anlaşılabilecek basitlikte olsun.

5. Cümlelerinizi gelecek zaman yerine şimdiki zaman veya geniş zaman kipinde kurun.Çok mutlu olacağımdemek yerine Çok mutluyum deyin. Gelecek zaman kipi yaşamak istediğiniz durumu her zaman daha ileri bir zamana öteler. Böylece hiçbir zaman o durumun içinde olamazsınız.

6. Olumlamalarınız başka insanlar hakkında değil kendiniz hakkında olsun. Bana saygı göstersin demek yerine,saygı görmeyi hak ediyorum deyin.

7. Cümlelerinizi yumuşatabilirsiniz. Kendimi olduğum gibi kabul ediyorum şeklinde ilk başta ikna olmakta zorluk çektiğiniz cümleleri kendimi olduğum gibi kabul etmeye niyet ediyorum/ hazırım/ başlıyorumkendimi olduğum gibi kabul etmeyi öğreniyorum şeklinde yumuşatın. Zamanla bu cümleleri kabul ediyorum şeklinde değiştirirsiniz.

Hayatınızı değiştirmek istiyorsanız mutlaka kullandığınız cümleleri de değiştirin ve olumlama cümlelerini bol bol kullanarak ruh halinizi daha olumluya çekin.


29 Ekim 2015 Perşembe

Nasıl Pozitif Düşüncelerimizi Koruyabiliriz

  
   Her zaman pozitif olmak için, öncelikle hayatınızdaki negatif alışkanlıklarınızın bir listesini yapın. Örneğin; sigara veya alkol bağımlılığı, çeşitli hastalıklar, hiç geçmeyen baş ağrıları, olumsuz düşünme,  stres, ve bunun gibi. Sizin için hayatınızda olumsuz olarak süregelen ne varsa bunları kendinize itiraf edin. Eğer bu negatif durumların oluşmasında kendinizi suçluyorsanız, bunun için kendinizi bağışlayın. Eğer bu olumsuz durumların yaşamınızı  kötü bir şekilde etkilediğinizi düşünüyor ve başkalarını suçluyorsanız, o kişileri de affetmeye çalışın. Affetmek başta kolay olmayabilir. Bu konuda “Affetmek” konulu blog yazımı okumak size yardımcı olacaktır. Affetmek şifa bulmamız için önümüzdeki engelleri kaldırır.

   Evren bir düzen içinde yaratılmıştır. Biz de bu evrenin bir parçasıyız. Bizim bedenimiz de bu evrende bir yer işgal ediyor. Tanrı’nın yaratıcı gücünün eseriyiz. Eğer Tanrı’nın bizim hayatımızda etkin olmasına izin verirsek, hayatımız daha düzenli bir hale gelecektir.  Biz iman ettikten sonra Tanrı;  bizde etkin olur.  

   Yine kendimden örnek vermek istiyorum. Bazı günler sürekli devam eden migren diyebileceğim baş ağrıları çekiyorum. Bu baş ağrıları gerek işimden kaynaklanan stresten, gerekse olumsuz düşünce ve korkulara yer verdiğim zamanlarda onlara paralel artan bir seviyede şiddetliydi. Öncelikle herkes gibi ağrı kesici ilaçlara yöneliyordum. Şimdi artık eve ağrı kesici bir ilaç almıyorum. Bu verebileceğim küçük bir örnek idi.  Aklımdaki olumsuz düşünceleri bir kenara bıraktım. Eğer bir korkum varsa bunu reddettim. Tanrı sözünde bize binlerce defa korkmamamızı buyuruyor.
Bu her şeyden korkma huyum çocukluktan geliyor. Siz sakın çocuklarınızı korkutarak terbiye vermeyin. 

İnsanın hayatta sağlıklı ve mutlu yaşayabilmesi için beş şart vardır. Bunlara dikkat ederseniz her zaman sağlıklı ve mutlu olabilirsiniz.
Birincisi; Bedeninizin güçlü kalabilmesi için faydalı gıdalarla onu beslemek,  Örneğin sebze, meyva gibi… Yani beslenmemize dikkat etmeliyiz.
İkincisi ; Düzenli olarak günlük ihtiyacımız olan su miktarını yaşımıza ve kilomuza göre kaç bardak suya ihtiyacımız varsa o kadar su içmek, Metabolizmanın düzgün bir şekilde çalışması için bu çok önemli..
Üçüncüsü; Düzenli olarak temiz havada yürüyüş yapmak, hareket etmek. Güneş ışınlarından  faydalanmak.
Dördüncüsü ; İnsanlarla olan ilişkilerimizi canlı tutmak, arkadaş ziyareti yapmak, aile büyüklerini ziyaret etmek ve sevmek, sevdiğimizi onlara göstermek. Sosyal Medya siteleri arkadaş sayısı ekleyebilirsiniz ama onlarla görüşmüyorsanız tam olarak sosyal bir hayatın faydalarını elde edemezsiniz.
Beşincisi; Ruh ve beden sağlığımız için yüreğimizdeki inancımızı güçlendirmeli, Tanrı’yla kişisel bir ilişki kurmalıyız. Kutsal Kitabımızı okumalı, dua etmeli, sessiz zamanlar yapıp , düşüncelerimizi olumlu olan düşüncelerle değiştirmeliyiz .


25 Ekim 2015 Pazar

SEVMEK BİR KARARDIR

  
Tanrı’nın lütfunu kabul ederek güne başlayalım.
Eğer kendimi seversem ne kendime ne de başkalarına asla zarar veremem.  Dünya barışının sırrı sadece sevgide yatıyor. Bir insanın kendini kabullenmesiyle ve sevmesiyle başlar. Kendimi sevmek için mükemmel olmayı beklememe gerek yok. Kendimi şu anda olduğum halimle kabulleniyorum ve seviyorum.
Olumsuz bir düşünce zihnime geldiğinde bunu olumlu olanla değiştiriyorum. Güne nasıl başlarsam, günün sonunda da sevgiyle kalabilirim. Sonra komşumu kendimi sevdiğim gibi sevmeliyim. Her insan kendi davranışlarından sorumludur ve hayatta ne ekerse onu biçer.        
Tanrı’nın korkularımı yenmem için bana yardım etmesini istiyorum .  Olumsuz düşüncelere yer vermiyorum. Kendimi seviyor olmam benim  kendini beğenmiş olduğum anlamına gelmez. Her zaman sevgi ve korku arasında seçim yapma şansına sahibiz. Korkuyla veya nefretle yaşayamayız. Her güne kalbimizi dinleyerek başlayalım . Bedenlerimize iyi bakalım. Ne yediğimize ve ne içtiğimize çok dikkat edelim ve bizim için faydası olmayan yiyecek içeceklerden uzak duralım. Bütün yiyecekler için şükredelim. Kendimizi sağlıklı, mutlu ve mükemmel hissedeceğiz. Uyandığınız zaman Tanrının bu güzel günü bize sağladığı için şükredelim. Onun lütfuyla bizim için hazırladıklarına bakalım. Tanrıya övgü ve şükranla önüne gelelim.
Evren kusursuz bir düzenle yaratılmıştır. Bizim hayatımızın da belli bir düzeni ve amacı vardır. Günde en az  bir kez sessiz bir köşeye çekilip oturup  ve Tanrı’nın sözünü okuyalım.. Dünyada neler olursa olsun; ben sevgide kalmaya karar verdim...

                                                        

12 Ekim 2015 Pazartesi

YALNIZ DEĞİLSİNİZ

  
Bazen düşünüyorum (kötü olan) düşman insanları kullanıp bizi kırmak isteyebilir. Bazen de Tanrı bazı iyi insanları kullanıp bizi teşvik edebilir. Sıkıntılı günlerden geçerken, hep bir teşvik sözüne ihtiyacımız oluyor. En yakınlarımızın veya imanlı kardeşlerimizden gelecek bir teşvik sözüne ihtiyacımız oluyor. Ne var ki her imanlı da bu insanları teşvik etme armağanı yoktur, kendimizde olsa bile. Oysa unutuyoruz, Tanrı’nın her zaman bizimle birlikte olduğunu. Sadece dua etmek, ilk önce dua etmek önceliğimiz olmalıdır.
Zorluklar karşısında bozguna uğradığımızı düşünebiliriz. Davut büyük sıkıntı içindeyken, Tanrısı Rabde güç buldu. Yalnız değildi. Gelen sıkıntıyı aşabilmek için bunu yapabilir miyim diye sordu. Kesinlikle yetişirsin tutsakları kurtarabilirsin diye cevap aldı. (1. Samuel 30 :6-10) 
Siz de yalnız değilsiniz. Sıkıntıya dayanın, kendinizi duaya verin. Size zulmedenler için iyilik dileyin, lanet etmeyin. (Romalılar 12: 12,14 )
 Ülkelerin ve bizim ülkemizin de yüzyıllardır savaş ve kan dökme olaylarının süregelmesinin nedeni bu beddua ve lanet sözleri olabilir.
 insanları lanetlemenin daha kötü sonuçları getirebileceği konusu vardır. Hastalık, ölümler, yıkımlar...
Başaramadıkları zaman dillerinde lanet dolu sözlerle kendi kendilerini lanetlerler “ başaramadım, lanet olsun”. Ona lanet, buna lanet, trafiğe lanet derken bir de bakmışız her bir günümüz karanlığa mahkum oluyor.
Her günü ayrı lanetliyoruz, sonra ertesi gün bir öncekinden daha acı ve gözyaşı döküyoruz. Bu aynı bir göle taş atarsanız size doğru da bir yansımasının geldiğini, bir dalgasının geldiğini görürsünüz. Bunu fark edersek, dileklerimizi ve dualarımızı sevgiden yana olumlu dualar ve sözler söylersek ilerideki günlerde de olumlu gelişmeler yaşayacağımıza inanıyorum. Mutlu bir yarın olsun diye çevremizdekilere ve çocuklarımıza sevmeyi ve sevilmeyi öğretmeliyiz. Yaşadığımız en küçük olumsuzluklarda beddua ve lanet sözlerinden kaçınalım. Dilimize hakim olalım. Söylediğimiz ve yaptığımız her şey için yargı gününde Tanrı’ya hesap vereceğiz.
  Sevgide yaşayan Tanrı da yaşar. Bizi ancak sevgi kurtarabilir. Sevgi dilekleriyle başlayacak her şey ,umut dolu yarınlar, aydınlık yarınlar….

         https://youtu.be/fmZ_FCbDrsA

     

                                






9 Ekim 2015 Cuma

SIKINTI (YOĞUNLUK) ve STRES KAVRAMLARİ



Sıkıntılı günde cesaretini yitirirsen, gücün kıt demektir.” Süleyman’ın Özdeyişleri
Sıkıntı ve stres kavramları birbirlerine çok benzemelerine rağmen aralarında fark vardır. Stres insanın kendine fazla yüklendiği zamanlarda ortaya çıkar. Çıkmaz bir sokakta olmak, geriye dönüşü olmayan bir yolda olmak gibi ve tünelin çıkışını görememek gibi bir durumda olmasıdır.  Bir işe başladığımız zaman başarılı olmadığımız bir anda pes edersek daha kötü sonuçlar karşımıza çıkar. Bu durumda bizi öldürebilecek stres yaratılmaktadır. Sıkıntıdan bahsetmek bu bizim bir seçimimizdir. Spor yaparken ağırlık kaldırır ve antrenman yaparız. İş hayatında ise çok fazla görüşme planlarız ve aynı anda birden fazla işi yapmaya çalışırız. Sıkıntıyı genellikle biz kendimiz yaratırız. Böyle yoğun bir tempoyla çalışmaya hiç gerek yok. Önümüze çok büyük hedefler koyarız ve büyük başarılar elde etmek isteriz. Bunun sonucunda da sıkıntı strese dönüşür. Ama sıkıntıdan kaçmak için arka kapıdan çıkabiliriz.

İyi bir lider olmak için yoğunlukta yaşamayı öğrenmeniz lazım. Birinci guruptaki liderler ileriye bakarlar ve olacakları görmeyi çalışırlar. İkinci guruptaki liderler kaza olduktan sonra tepki gösterirler bunun sonucunda da sıkıntı ve stres yaşarlar.  Birinci guruptaki liderler; diğer insanlar durdukları zaman onlar koşarlar, diğer insanlar eğlendikleri zaman onlar çalışırlar. Onlara sıkıntıda olmak iyi gelir çünkü her zaman üstün bir başarı elde etmek isterler. Lider olarak doğan yoktur. Birçok insanda liderlik potansiyeli vardır. Ama çok az insan bu yoğunlukta yaşamayı seçer. İyi liderler riske girerler ve sıkıntı yaşarlar. Onlar amaçlarını gerçekleştirmek için önlerine çıkacak engelleri ve problemleri çözmeye hazırdırlar. Onlar problemlere duvarlara bakar gibi değil, sadece küçük engellere bakar gibi bakarlar. Onlar için hayat kazanmak istedikleri oyundur.  Sıkıntıyı ise bu sürecin bir parçası olarak görürler. Onlar bilirler ki zorluk aşmadan başarıya ulaşılamaz ve sıkıntı olmadan gelişme de olmaz. “Sevgili Tanrımız bizlere problemleri çözebilecek ve sıkıntıları aşabilecek liderler ver. Bize toplumumuzda ve dünyamızda gerçeğin direkleri gibi cesurca durabilecek yani var olan durumlara karşı cesaretle çıkabilecek önderler ver. Bize gerçekleşebilecek hayallere sahip olan ve sıkıntı, baskı ve yoğunluktan korkmayan liderler ver.”amin.











Öne Çıkan Yayın

Pozitif Düşünme ile Şifa

      Pozitif düşünmenin  iyileştirici gücü vardır. Bu makalede nasıl sağlığınızı iyileştirmek ve kendinizi iyileştirmek için pozitif düş...