8 Mayıs 2017 Pazartesi

Düşünce Gücü neler yapabilir ve kanserli hastaya nasıl şifa verir.

   "Düşünce gücü ile şifa" yazımda açıklamaya çalıştığım gerçeği bu yazımda bir video ile size kanıtlanacaktır.
Yazının sonundaki videoyu sonuna kadar izlemeyi unutmayın. 
   Kalbimizin içinde bir hisse sahip olduğumuz zaman bedenlerimizin içinde elektrik ve manyetik dalgalar yaratırız. Ve bu dalgalar bedenlerimizin ötesindeki dünyaya yayılır. Kilometrelerce uzaklığa kadar. 
Bu hissi kalbimize ancak pozitif düşünce gücü ile verebiliriz. Buna inanmak çok önemli. Ve sözle söylemek çok önemlidir. Kalpte bir tek ortak hissi yaratarak bir araya toplanan insanlar dünyayı değiştirebilirler. 
   Bizler bilimi anlayıncaya kadar bu bir "mucize" dir. Ama bilimi anladıktan sonra bu bir teknoloji haline gelir. Güçlü bir içsel teknoloji.
   Çin'de Pekin'de ilaçsız bir hastane denen bir iyileştirme merkezi vardır. Hiç ilaç kullanılmıyor. Film "mesane"sinde kanser teşhisi konulan bir kadını gösteriyor. "7,5 santim çapında bir kanser".  
 Batılı doktorlar hiçbir şey yapamayacaklarını söylemişler.Sana artık yardımcı olamayız demişler. O da kalkıp Çin'deki bu kliniğe gitmiş. Bu kliniktekiler ise batılı doktorlardan farklı şekilde düşünmekteler. Kadim bilgelikten gelen bir teknolojiyi kullanıyorlar. Ve bu teknoloji bilim ile aynı. "Pozitif Düşünce Gücü".
   Filmde 3 adet uygulayıcı var. Tam ve doğru hissi hissettirmek için eğitilmiş 3 kişi. Bu üç kişi kadının zaten önceden iyileşmiş olduğu hissini yaratıyor. Öyle bir his yaratıyorlar ki , onlar için kadın zaten çoktan iyileşmiş durumda. Kadının içine ultrasonla bakıyor olacağız. Ve göreceğiz ki tümör 3 dk içinde yok olacak!.  Uygulayıcıların iyileştirmek için kullandığı dilin eşliğinde. Kullandıkları kelimeye gelince "vas-sa" (Zaten oldu, çoktan gerçekleşti" demek.  Düşüncelerinde ve kalplerinde şifanın zaten çoktan gerçekleşmiş olduğu bir yerden geliyorlar. 
Şifanın gerçekleşeceği değil! ,
Şifanın gerçekleşmek üzere olduğu değil!,
Zaten önceden gerçekleşmiş olduğudur.
Bu önemlidir. Çünkü bahsedilen enerjinin hissi bir "ayna"dır. "Şimdiki an" da deneyimlediğimiz şeyle ilgili hissimizi yansıtır.
Eğer inancımız şifanın gerçekleşmek üzere olduğu ise hep o bir gün beklenir. Çünkü bunun ucu açıktır. Sonuç yoktur. Bunun için büyük bir iman gerekir. O zaman gerçekleşmesini istediğimiz şeyi çoktan gerçekleşmiş olduğuna inanarak önce kalbimizde hissedeceğiz. ( Bu birinci kural) . Sadece tek bir şifa için değil, her zaman. Benim anlatmak istediğim "düşünce gücü ile şifa" ,işte buna bir örnek. 
Videoyu izleyelim, Düşünce Gücü neler yapabilir?.....

VİDEO LİNKİ BAZI TARAYICILARDA AÇILMAYABİLİR. FARKLI TARAYICILARDA AÇILIR.  (https://www.youtube.com/watch?v=JNR8oVZMQo8) (YOU TUBE VİDEOSUDUR. 
ARAMA YAPARKEN (Düşünce Gücü neler yapabilir ) videonun başlığı.













29 Mart 2017 Çarşamba

Olumlu ve Olumsuz düşüncelerimizin bizdeki büyük etkisi


  SUYUN HAFIZASI VARDIR...

Eğer düşünceler bunu suya yapabiliyorsa, kendi düşüncelerimizin bize neler yapabileceğini düşünün!

Bağışıklık sisteminize saldıran en kötü düşman MİKROPLAR DEĞİL!

Aklınızdan geçenler ve ağzınızdan çıkanlardır.. 

Dahası vücudun direncini arttırmaya yarayan en sağlıklı besinlerden biri, vitamin ,mineral,enzim, meyve suları, hatta şifalı bitkilerden bile daha sağlıklı olanı SEVGİ dir.
Vücudumuzun yüzde altmışı (%60 ı) sudan oluşuyorsa ve beynimizin %80i sudan oluşuyorsa bu iki videoyu dikkatli izlemelisiniz. Kötü ve çirkin sözlerin bir su damlasını ne kAdar çirkinleştiriyorsa,
güzel ve olumlu sözlerin  bir su damlasını ne kadar güzelleştirdiğini sizde kendi gözlerinizle görebilirsiniz.
Şimdi olumlu düşünmenin veya sağlıklı düşünmenin kendi bedenimizi iyileştirici bir gücünün olması buradan kaynaklanıyor.  Çünkü SU evrendeki en değerli elementlerden biridir.

Buradan düşünecek olursak, kötü ve olumsuz düşüncelerimizin bizleri neden hasta ettiğini anlamak zor olmasa gerek!. Birçok hastalığın nedeni bu olabilir.

Sizin ne düşündüğünüzle bağışıklık hücrelerinizin işi ne?
Onları niye ilgilendiriyor?
Bugünlerde ortalarda onca mikrop dolaşıp dururken ,kanser oranı roket hızıyla fırlamışken, yeteri kadar uğraşacak şeyleri yok mu da ,sizin özel işlerinize karışıyor ve kendinizle yaptığınız özel konuşmalara gizlice kulak kabartıyorlar?
Dikkat!
Bağışıklık sisteminiz duygusal diyologlarınızı dinliyor ve bunlara tepki veriyor.
İşte Tıp Biliminin şu anda bize söylediği şey tamamen bu; bağışıklık hücrelerinizin üzerinde nöropeptitler  yani her düşünce ile beyninizin yarattığı kimyasallar için özel bir reseptör bulunuyor.
Ve bağışıklık hücrelerinizin mikroplara ve hastalıklara verdiği yanıt- arttırıcı , azaltıcı   hatta durdurucu olması , bu beyin kimyasalları tarafından etkileniyor.
Bağışıklık hücrelerinizin yanıtı düşünceleriniz tarafından belirleniyor!
Yaptığınız her şeyin fiziksel bir sonucu vardır.
Öyle görünüyor ki artık, düşündüğünüz her şeyin de bir sonucu var!

OLUMLU DÜŞÜNÜN!





 Kendi hayatımdan verebileceğim en gerçek bir örnek ise şudur,
Ablamı bir süre önce kanserden kaybettim.  Ablamı izlediğim süre boyunca kendi hayatında çoğu zaman sevginin olmaması, ve yaşadığı üzüntülerden dolayı olumsuz düşüncelerle kendi sağlığına zarar verdiğini anladım. Ablam üzüntülerinden dolayı her zaman söylediği sözlerden birisi de "
bir gün kanser olup geberip gideceğim !" derdi.
Bu sözleri söylediği zaman benimle üzüntülerini paylaştı. Ona olumsuz düşünmemesini söyledim.
Bu tamamen onun elinde olan bir güçtür.  Kendi sözlerimizle bedenimizi lanetleyip , yine kendi sözlerimizle bedenimizi tamamen %100 sağlıklı kılabiliriz. Kişinin kendisini iyileştirme gücü tamamen kendisine bağlıdır.  Ablam iki ay içinde kansere yakalandı ve kısa bir süre önce kaybettik.
Şimdi düşünüyorum da ağzımızdan çıkan doğru ve olumlu sözler önce kendi bedenimizi etkiliyor. Bunun tam tersi de ağzımızdan çıkan kötü ve olumsuz sözler bedenimizi ve bağışıklık hücrelerimizi en kısa sürede yok edebiliyor.

OLUMLU DÜŞÜNÜN!!!








4 Şubat 2017 Cumartesi

Pozitif Düşünce Gücüyle hastalıkları yenmek mümkün mü?

           Pozitif Düşünce gücüyle hastalıkları yenmek mümkün mü? Bu konuda internette kısa bir araştırma yaparak, düşünce gücüyle kanseri yenen birçok kişinin yazılarına ve kitaplarına ulaşabilirsiniz. Benimle aynı düşünceleri paylaşan bir kişinin kitabını okumanızı tavsiye ederim. Bu kişi olumlu düşünce gücü ile kanseri yenmiş ve hayatta başarılı olmaya devam eden bir kişi. Düşünce Gücüyle Tedavi kitabını yazıyor. Bu insan düşünce gücüyle kanseri yenebiliyorsa başkaları da yenebilir. “Louise Hay” Kitabının ismi ; “ Düşünce Gücüyle Tedavi” . 

          Bunun yanlış anlaşılmasını istemem. Bu tamamen kişinin kendisini olumlu düşünmeye çaba sarf etmesi ve negatif düşüncelerden kurtulmasıyla mümkündür.
Negatif düşüncelerin hastaların iyileşmesini geciktirdiği bir gerçek, hatta negatif düşünceler başka bir çok hastalığa kapı açar. Aklımıza gelen her düşünceyi tartmak gerekiyor. Negatif bir düşünce mi yoksa pozitif bir düşünce mi? Kötü düşüncelerinizin hepsi negatif olduğu bir gerçek. Ne kadar iyimsersiniz? İyimserlik geliştirmek gerek, Negatif düşünceye sahip kişiler hastalıklarından daha geç iyileşir. Bazen hiç bir iyileşme kaydedilemez. Örneğin bir yakınınızla tartıştınız. Ve onun size söylediği kırıcı sözleri düşünüyor ve üzülüyorsunuz. Bu sizde mutlaka baş ağrısı yapar.  Çünkü bu negatif düşüncelere ilk tepkiyi veren beynimiz olur. Bunu bize başağrısı ,stres olarak geri döner. Tam bu zamanda yapılması gereken tek bir şey var. Gidip bir ağrı kesici içmek değil tabii ki. Bu negatif düşüncelerden kurtulmak lazım.
Bu da o kişiyi her hatırladığınızda affetmekle başlar. Şu kişiyi affediyorum ,deyin. O zaman aklımız veya beynimiz vücudumuza olumlu emirler , sinyaller gönderir, sorun yok gibi. Aklımız, bedenimiz ve ruhumuz bir uyum içinde çalışır.  Bütün vücudumuza doğru bir şekilde çalışması için sinyaller gönderen beynimiz en hayati organımızdır. Başımızı her zaman korumalıyız. Beynimizin %60 şının suyla çalıştığından ve diğer organlarımızında çalışması için yeterli suya ihtiyacı vardır. Az su içen biriyseniz, beyin bu vücuda giren suyu ilk önce hangi organın ihtiyacı varsa oraya gönderir. İçtiğimiz suyun ilk önce sindirim sistemi tarafından kullanıldığını ve vücuttan atıldığını düşünürsek diğer organlar işlevi yavaşlarlar. Bu da böbreklerin görevini karaciğerin üstlenmesi gibi sorunlara yol açar. Böbrekler yeterli suyun gelmediği zaman zamanla çalışmaz, ve iflas eder. Karaciğer de böbreklerin görevini üstlenince kendi görevini yapamaz. Yediğimiz gıdalardaki vitamin ve mineraller tüm vücudumuzdaki hücrelere içtiğimiz su sayesinde dağılır. Bu da damarlardan ve kaslarımızdan geçerek tüm vücudu etki eder. Peki yeterli su içmediğimizde bu da başka bir sorunu ortaya çıkarır. Kas kramplarının nedeni, vücut diğer organların aktif çalışabilmesi için kaslarında ihtiyacı olan suyu geri çeker. Veya bağırsaklarımızdaki suyu geri çeker. Bu da kabızlık ve diğer hastalıklara kapı açar. Kaslardaki suyu geri çekmesiyle beyine yeterli oksijen de gitmez. Kalp krizleri şeklinde kendini göstermeye başlar. Boşuna dememişler ; Suyun yaşam kaynağı olduğunu. 
            Yıllarca kanserle mücadele edip, sonrada kansere yenik düşen arkadaşlarımı düşündükçe bu konuda araştırma yapmaya başladım. Hayatımda her zaman pozitif düşünce benim en değer verdiğim bir konu olmuştur.       Gerçekten bir hastalığı pozitif düşünerek yenmek mümkün mü? Sadece olumlu düşünceler geliştirerek hastalıkları yenmek ve kendimizi iyileştirmek mümkündür. Fakat dikkat etmeniz gereken bir konu var.
Bazen sadece düşünmek yetmiyor. Düşündüğümüz olumlu düşünceleri uygulamak gerekiyor. Bir kenarda oturup, ya da yatakta istediğiniz kadar olumlu düşünün ama bu düşünceleri hayatınıza geçirmezseniz hepsi boş. Örneğin ; günlük yeterli miktarda su içmek gerektiğini biliyorsunuz. Ama siz hala bir, iki bardak suyla günü bitiriyorsunuz.
Siz suyun vücudunuz için yaşam kaynağı olduğunu biliyorsunuz, bunu öğrendiniz. Ama uygulamıyorsunuz. Şimdi bu olumlu düşünceleriniz de yetersiz kalır.
            Kanser hücreleri vücudunuzdaki sağlıklı hücreleri yok ederek ilerlemeye devam eder. Peki bununla nasıl savaşmalı? Şimdi olumlu düşünelim. Düşüncelerimizi gözden geçirelim. Olumlu ve olumsuz düşüncelerimizi birbirinden ayıralım. Olumlu düşüncelerimizi geliştirelim. Hasta olduğunuzu hissettiğiniz zaman veya bunu bir şekilde öğrendikten sonra ne yapacağınıza karar vermelisiniz. Tabii ki tıbbi tedavilere başvurabilirsiniz,  dünyadaki en iyi doktorları bulabilirsiniz. En pahalı ilaçları satın alabilirsiniz. Fakat umudu satın alamazsınız. Ya da olumlu düşünceleri satın alamazsınız. Eğer her yolu deneyip hala olumsuz düşünmeye devam ediyorsanız , bu tedavi işe yaramaz. Peki o zaman bugüne kadar yapmadığınız bir şeye odaklanın. Okuyun, Araştırın, keşfedin. Kanser hastalığını yenenlerin yaşam hikayelerini okuyun. Siz de onların tavsiyelerine uyun. Ben sanmıyorum ki bir insan gerçekten bu çağın hastalığını yendikten sonra yeni bir yaşama başladıktan sonra bu değerli bilgiyi neden sadece kendine saklasın.  Doğru olduğuna inanıyorum. Eğer doğru bulduğunuz bir bilgiyi hayat kurtaracak bir bilgiye sahipseniz ve bunu başkalarıyla paylaşmazsanız insanlığa hiç faydalı bir birey olmazsınız.
             İnsan dünyaya bir gaye ile gelir. Doğar , büyür ve ölür.  Tanrı insanı kendi suretinde yarattığında onda hiçbir hastalık yoktu. İnsanı kusursuz olarak ,ölümsüz olarak yaratmıştı.
Ona sonsuz bir yaşam verdi. Dünyadaki diğer bütün canlılara egemen olsun  diye . İnsan günahın sonucu bu sonsuz yaşamını yitirdi. Ölümlü bir insan, bir varlık oldu. Günahın sonucu toprak da lanetlendi. Ve onda yaşayanlar diğer canlılar da ölümlü oldular. Ne var ki Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, hiç kimse mahvolmasın diye biricik oğlunu verdi. Taa ki ona iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun diye , tek oğlu İsa Mesih’i kurban kuzusu olarak dünyaya gönderdi. Çarmıhta senin ,benim ve bütün insanların günah yükünü ortadan kaldırıp , şeytanı yendi. Ancak bu bilgiyi duyup Ona iman edenler sonsuz yaşama kavuşabilir. Bundan nasıl emin olabiliriz, tabii ki ona iman edenlere Kutsal Ruhunu vereceğini vaat etmesinden. Hangi inançtan olursak olalım, hepimiz bir gün öleceğiz. Bedenimiz toprak olacak. Neden Tanrı’nın sonsuz yaşam vaadini duyduktan sonra inanmayalım. Eğer yeri, göğü, evreni yaratan bir Tanrımız varsa, Vaadini de yerine getireceğine sonsuz inancım var. Yaşamış olduğumuz her günü başkalarına faydalı olmak için yaşayalım. Unutmayalım ki Tanrı bizi bir amaç için yarattı…

            Sevgi, umut ve imanla yaşayalım… 


Öne Çıkan Yayın

Pozitif Düşünme ile Şifa

      Pozitif düşünmenin  iyileştirici gücü vardır. Bu makalede nasıl sağlığınızı iyileştirmek ve kendinizi iyileştirmek için pozitif düş...