Başlangıçta Söz vardı.
Bu nedenle kullandığınız her sözcüğün niyetinizle, varmak istediğiniz noktayla ilgili olmasına özen gösterin. Ağzımızdan çıkan en küçük bir söz bile tüm vücudumuza, tüm evrene yaydığımız bir emirdir. Dolayısıyla odaklandığımız düşünceler ve sıkça ağzımızdan çıkan sözler bir süre sonra bizim gerçekliğimiz olmaya başlar.
Bugüne kadar kim bilir size neler söylendi? Sadece öyle söylendi diye hiç denemeden, farkında bile olmadan kabul ettiğiniz kim bilir neler var? Ancak bunların artık önemi yok. Önemli olan nasıl bir "siz" yaratmak istediğiniz. Hayal ettiğiniz yeni sizi yaratırken, kelimelerin, hedefinize uygun olumlama cümlelerinin gücünü unutmayın. Bu cümleleri boş kaldığınızda, araba kullanırken, uykuya dalmadan önce, sabah kalkar kalkmaz aynaya bakarak sık sık yüksek sesle tekrar edin. Ödev verilmiş bir ilkokul çocuğu gibi sayfalar dolusu yazın. Yazı evrenle yaptığınız bir sözleşmedir.
Sitedeki olumlama cümleleri her gün artacağından, her seferinde karşınıza yepyeni cümleler gelecek. Bu cümlelerden faydalanabilirsiniz. Ancak kendi olumlama cümlelerinizi yazmak isterseniz dikkat etmeniz gereken birkaç nokta var:
1. Olumlama cümleniz olumlu olsun! Yani Hasta olmak istemiyorum yerine Sağlıklıyım gibi tamamen olumlu kelimelerden seçilmiş kalıplar kullanın.
2. İstiyorum ifadesinden kaçının. Mutlu bir hayat istiyorum demek yerine Mutlu bir hayata sahibim deyin. Evren onaylayandır. İstiyorum dedikçe istemekle kalırsınız. Sahibimdediğinizde tüm hücreleriniz o andan itibaren mutlu bir hayata sahip olduğu komutunu alır ve size bunu yaşatmaya başlar.
3. Cümleler hedefinizi net içersin. Zayıflıyorum gibi sonunun nereye gittiği belli olmayan cümleler kullanmayın. Eğer muhakkak zayıflamakla ilgili bir cümle kurmak istiyorsanız, varmak istediğiniz hedef kiloyu da içine koyarak 55 kilodayım, hatta 55 kiloda olduğum için şükürler olsun deyin.
4. Belirsiz ifadelerden kaçının. Kurduğunuz cümle herkes tarafından anlaşılabilecek basitlikte olsun.
5. Cümlelerinizi gelecek zaman yerine şimdiki zaman veya geniş zaman kipinde kurun.Çok mutlu olacağımdemek yerine Çok mutluyum deyin. Gelecek zaman kipi yaşamak istediğiniz durumu her zaman daha ileri bir zamana öteler. Böylece hiçbir zaman o durumun içinde olamazsınız.
6. Olumlamalarınız başka insanlar hakkında değil kendiniz hakkında olsun. Bana saygı göstersin demek yerine,saygı görmeyi hak ediyorum deyin.
7. Cümlelerinizi yumuşatabilirsiniz. Kendimi olduğum gibi kabul ediyorum şeklinde ilk başta ikna olmakta zorluk çektiğiniz cümleleri kendimi olduğum gibi kabul etmeye niyet ediyorum/ hazırım/ başlıyorum, kendimi olduğum gibi kabul etmeyi öğreniyorum şeklinde yumuşatın. Zamanla bu cümleleri kabul ediyorum şeklinde değiştirirsiniz.
Hayatınızı değiştirmek istiyorsanız mutlaka kullandığınız cümleleri de değiştirin ve olumlama cümlelerini bol bol kullanarak ruh halinizi daha olumluya çekin.
10 Şubat 2016 Çarşamba
29 Ekim 2015 Perşembe
Nasıl Pozitif Düşüncelerimizi Koruyabiliriz
Her zaman
pozitif olmak için, öncelikle hayatınızdaki negatif alışkanlıklarınızın bir
listesini yapın. Örneğin; sigara veya alkol bağımlılığı, çeşitli hastalıklar,
hiç geçmeyen baş ağrıları, olumsuz düşünme, stres, ve bunun gibi. Sizin için hayatınızda
olumsuz olarak süregelen ne varsa bunları kendinize itiraf edin. Eğer bu
negatif durumların oluşmasında kendinizi suçluyorsanız, bunun için kendinizi
bağışlayın. Eğer bu olumsuz durumların yaşamınızı kötü bir şekilde etkilediğinizi düşünüyor ve
başkalarını suçluyorsanız, o kişileri de affetmeye çalışın. Affetmek başta
kolay olmayabilir. Bu konuda “Affetmek” konulu blog yazımı okumak size yardımcı
olacaktır. Affetmek şifa bulmamız için önümüzdeki engelleri kaldırır.
Evren bir
düzen içinde yaratılmıştır. Biz de bu evrenin bir parçasıyız. Bizim bedenimiz
de bu evrende bir yer işgal ediyor. Tanrı’nın yaratıcı gücünün eseriyiz. Eğer
Tanrı’nın bizim hayatımızda etkin olmasına izin verirsek, hayatımız daha
düzenli bir hale gelecektir. Biz iman ettikten sonra Tanrı; bizde etkin olur.
Yine
kendimden örnek vermek istiyorum. Bazı günler sürekli devam eden migren
diyebileceğim baş ağrıları çekiyorum. Bu baş ağrıları gerek işimden kaynaklanan
stresten, gerekse olumsuz düşünce ve korkulara yer verdiğim zamanlarda onlara
paralel artan bir seviyede şiddetliydi. Öncelikle herkes gibi ağrı kesici
ilaçlara yöneliyordum. Şimdi artık eve ağrı kesici bir ilaç almıyorum. Bu
verebileceğim küçük bir örnek idi. Aklımdaki
olumsuz düşünceleri bir kenara bıraktım. Eğer bir korkum varsa bunu reddettim.
Tanrı sözünde bize binlerce defa korkmamamızı buyuruyor.
Bu her şeyden korkma huyum çocukluktan geliyor.
Siz sakın çocuklarınızı korkutarak terbiye vermeyin.
İnsanın hayatta sağlıklı ve mutlu yaşayabilmesi
için beş şart vardır. Bunlara dikkat ederseniz her zaman sağlıklı ve mutlu
olabilirsiniz.
Birincisi;
Bedeninizin güçlü kalabilmesi için faydalı gıdalarla onu beslemek, Örneğin sebze, meyva gibi… Yani beslenmemize
dikkat etmeliyiz.
İkincisi
;
Düzenli olarak günlük ihtiyacımız olan su miktarını yaşımıza ve kilomuza göre
kaç bardak suya ihtiyacımız varsa o kadar su içmek, Metabolizmanın düzgün bir
şekilde çalışması için bu çok önemli..
Üçüncüsü; Düzenli
olarak temiz havada yürüyüş yapmak, hareket etmek. Güneş ışınlarından faydalanmak.
Dördüncüsü
;
İnsanlarla olan ilişkilerimizi canlı tutmak, arkadaş ziyareti yapmak, aile
büyüklerini ziyaret etmek ve sevmek, sevdiğimizi onlara göstermek. Sosyal Medya
siteleri arkadaş sayısı ekleyebilirsiniz ama onlarla görüşmüyorsanız tam olarak
sosyal bir hayatın faydalarını elde edemezsiniz.
Beşincisi; Ruh ve
beden sağlığımız için yüreğimizdeki inancımızı güçlendirmeli, Tanrı’yla kişisel
bir ilişki kurmalıyız. Kutsal Kitabımızı okumalı, dua etmeli, sessiz zamanlar
yapıp , düşüncelerimizi olumlu olan düşüncelerle değiştirmeliyiz .
25 Ekim 2015 Pazar
SEVMEK BİR KARARDIR
Tanrı’nın lütfunu kabul ederek güne başlayalım.
Eğer kendimi seversem ne kendime ne de başkalarına asla zarar
veremem. Dünya barışının sırrı sadece
sevgide yatıyor. Bir insanın kendini kabullenmesiyle ve sevmesiyle başlar.
Kendimi sevmek için mükemmel olmayı beklememe gerek yok. Kendimi şu anda
olduğum halimle kabulleniyorum ve seviyorum.
Olumsuz bir düşünce zihnime geldiğinde bunu olumlu olanla
değiştiriyorum. Güne nasıl başlarsam, günün sonunda da sevgiyle kalabilirim.
Sonra komşumu kendimi sevdiğim gibi sevmeliyim. Her insan kendi
davranışlarından sorumludur ve hayatta ne ekerse onu biçer.
Tanrı’nın korkularımı yenmem için bana yardım etmesini
istiyorum . Olumsuz düşüncelere yer
vermiyorum. Kendimi seviyor olmam benim kendini beğenmiş olduğum anlamına gelmez. Her
zaman sevgi ve korku arasında seçim yapma şansına sahibiz. Korkuyla veya
nefretle yaşayamayız. Her güne kalbimizi dinleyerek başlayalım . Bedenlerimize
iyi bakalım. Ne yediğimize ve ne içtiğimize çok dikkat edelim ve bizim için faydası
olmayan yiyecek içeceklerden uzak duralım. Bütün yiyecekler için şükredelim. Kendimizi
sağlıklı, mutlu ve mükemmel hissedeceğiz. Uyandığınız zaman Tanrının bu güzel
günü bize sağladığı için şükredelim. Onun lütfuyla bizim için hazırladıklarına
bakalım. Tanrıya övgü ve şükranla önüne gelelim.
12 Ekim 2015 Pazartesi
YALNIZ DEĞİLSİNİZ
Bazen düşünüyorum (kötü olan) düşman insanları kullanıp bizi
kırmak isteyebilir. Bazen de Tanrı bazı iyi insanları kullanıp bizi teşvik
edebilir. Sıkıntılı günlerden geçerken, hep bir teşvik sözüne ihtiyacımız
oluyor. En yakınlarımızın veya imanlı kardeşlerimizden gelecek bir teşvik
sözüne ihtiyacımız oluyor. Ne var ki her imanlı da bu insanları teşvik etme
armağanı yoktur, kendimizde olsa bile. Oysa unutuyoruz, Tanrı’nın her zaman
bizimle birlikte olduğunu. Sadece dua etmek, ilk önce dua etmek önceliğimiz
olmalıdır.
Zorluklar karşısında bozguna uğradığımızı düşünebiliriz. Davut
büyük sıkıntı içindeyken, Tanrısı Rabde güç buldu. Yalnız değildi. Gelen
sıkıntıyı aşabilmek için bunu yapabilir miyim diye sordu. Kesinlikle yetişirsin
tutsakları kurtarabilirsin diye cevap aldı. (1. Samuel 30 :6-10)
Siz de yalnız değilsiniz. Sıkıntıya dayanın, kendinizi duaya
verin. Size zulmedenler için iyilik dileyin, lanet etmeyin. (Romalılar 12:
12,14 )
Ülkelerin ve bizim ülkemizin
de yüzyıllardır savaş ve kan dökme olaylarının süregelmesinin nedeni bu beddua
ve lanet sözleri olabilir.
insanları lanetlemenin daha kötü sonuçları
getirebileceği konusu vardır. Hastalık, ölümler, yıkımlar...
Başaramadıkları zaman dillerinde lanet dolu sözlerle kendi
kendilerini lanetlerler “ başaramadım, lanet olsun”. Ona lanet, buna lanet,
trafiğe lanet derken bir de bakmışız her bir günümüz karanlığa mahkum oluyor.
Her günü ayrı lanetliyoruz, sonra ertesi gün bir öncekinden
daha acı ve gözyaşı döküyoruz. Bu aynı bir göle taş atarsanız size doğru da bir
yansımasının geldiğini, bir dalgasının geldiğini görürsünüz. Bunu fark edersek,
dileklerimizi ve dualarımızı sevgiden yana olumlu dualar ve sözler söylersek
ilerideki günlerde de olumlu gelişmeler yaşayacağımıza inanıyorum. Mutlu bir yarın
olsun diye çevremizdekilere ve çocuklarımıza sevmeyi ve sevilmeyi öğretmeliyiz.
Yaşadığımız en küçük olumsuzluklarda beddua ve lanet sözlerinden kaçınalım.
Dilimize hakim olalım. Söylediğimiz ve yaptığımız her şey için yargı gününde
Tanrı’ya hesap vereceğiz.
Sevgide yaşayan Tanrı da yaşar. Bizi ancak sevgi kurtarabilir. Sevgi
dilekleriyle başlayacak her şey ,umut dolu yarınlar, aydınlık yarınlar….
https://youtu.be/fmZ_FCbDrsA
9 Ekim 2015 Cuma
SIKINTI (YOĞUNLUK) ve STRES KAVRAMLARİ
“Sıkıntılı
günde cesaretini yitirirsen, gücün kıt demektir.” Süleyman’ın Özdeyişleri
Sıkıntı
ve stres kavramları birbirlerine çok benzemelerine rağmen aralarında fark
vardır. Stres insanın kendine fazla yüklendiği zamanlarda ortaya çıkar. Çıkmaz
bir sokakta olmak, geriye dönüşü olmayan bir yolda olmak gibi ve tünelin
çıkışını görememek gibi bir durumda olmasıdır. Bir işe başladığımız zaman başarılı
olmadığımız bir anda pes edersek daha kötü sonuçlar karşımıza çıkar. Bu durumda
bizi öldürebilecek stres yaratılmaktadır. Sıkıntıdan bahsetmek bu bizim bir
seçimimizdir. Spor yaparken ağırlık kaldırır ve antrenman yaparız. İş hayatında
ise çok fazla görüşme planlarız ve aynı anda birden fazla işi yapmaya
çalışırız. Sıkıntıyı genellikle biz kendimiz yaratırız. Böyle yoğun bir
tempoyla çalışmaya hiç gerek yok. Önümüze çok büyük hedefler koyarız ve büyük
başarılar elde etmek isteriz. Bunun sonucunda da sıkıntı strese dönüşür. Ama
sıkıntıdan kaçmak için arka kapıdan çıkabiliriz.
İyi
bir lider olmak için yoğunlukta yaşamayı öğrenmeniz lazım. Birinci guruptaki liderler
ileriye bakarlar ve olacakları görmeyi çalışırlar. İkinci guruptaki liderler
kaza olduktan sonra tepki gösterirler bunun sonucunda da sıkıntı ve stres
yaşarlar. Birinci guruptaki liderler;
diğer insanlar durdukları zaman onlar koşarlar, diğer insanlar eğlendikleri
zaman onlar çalışırlar. Onlara sıkıntıda olmak iyi gelir çünkü her zaman üstün
bir başarı elde etmek isterler. Lider olarak doğan yoktur. Birçok insanda liderlik
potansiyeli vardır. Ama çok az insan bu yoğunlukta yaşamayı seçer. İyi liderler
riske girerler ve sıkıntı yaşarlar. Onlar amaçlarını gerçekleştirmek için
önlerine çıkacak engelleri ve problemleri çözmeye hazırdırlar. Onlar
problemlere duvarlara bakar gibi değil, sadece küçük engellere bakar gibi
bakarlar. Onlar için hayat kazanmak istedikleri oyundur. Sıkıntıyı ise bu sürecin bir parçası olarak
görürler. Onlar bilirler ki zorluk aşmadan başarıya ulaşılamaz ve sıkıntı
olmadan gelişme de olmaz. “Sevgili Tanrımız bizlere problemleri çözebilecek ve
sıkıntıları aşabilecek liderler ver. Bize toplumumuzda ve dünyamızda gerçeğin
direkleri gibi cesurca durabilecek yani var olan durumlara karşı cesaretle
çıkabilecek önderler ver. Bize gerçekleşebilecek hayallere sahip olan ve
sıkıntı, baskı ve yoğunluktan korkmayan liderler ver.”amin.
AFFETMEK
“Ruh için zaman kavramı yok. Zamanın ruhunuzda açılan
yaraları iyileştireceğini düşünmeyin. Ruhsal yaraları bağışlamak, affetmek
iyileştirir. Matta 18:21,22,
Bağışlamak gerçekte yürekten gelmesi lazım. Yeremya 31:34
Bağışlamak Affetmek; O kişiyi sevmek değil.
O kişiyle konuşmak zorunda olmak değil.
O kişiyle ilişkiyi sürdürmek değil.
O kişinin beklentileri doğrultusunda davranmak değil.
O kişiyi kucaklamak değil.
O kişiyi suçsuz bulmak değil.
O kişiyi haklı bulmak değil.
O kişinin verdiği zararları telafi etmek için çaba
göstermemek değil...
Affetmek; kırgınlığın, küskünlüğün, nefretin hapishanesinden
özgürlüğe kavuşmaktır.
Affetmek artık acıyı hissetmemektir.
Yapılanları zihinsel olarak unutmak zaten mümkün değildir.
Duygusal unutma affetmenin diğer adıdır...
SIKINTIDA ŞÜKRETMEK
Sıkıntıda
olduğumuz zamanlarda ya da darlıkta olduğumuz da şükredip sevinçle karşılayalım.
O zaman Tanrı’nın Ruhu bizimle olacaktır. Tanrı’ya övgü sözleri söyleyin, şükredin.
Her zaman ve her durumda, her konudaki isteklerinizi şükredip,dua aracılığıyla
Rabbe getirin. O zaman Tanrı’nın her kavrayışı aşan esenliği sizinle olacaktır.
Sabah kalktığımda hep şükrederim. Sıkıntılı günler çok yaşadım. Parasal
sorunlarım hiç bitmediği zamanlar oldu. Ama sonra şükretmeyi öğrendim. Tanrı
zamanla beni bu sorunlarımdan teker teker kurtarmaya başladı. Tanrı’yı övmeye
başladım. Kötü zamanlar kapımı çaldığında hep Rabbe sığınırdım. Rab sen
büyüksün bir çıkış yolu sağlarsın derdim. Rabbe güvenirdim. İşte o zaman
yüreğim huzur dolardı. Biliyordum Rab benimle, beni asla terk etmez. Rab her
zaman Kutsal Ruh’uyla bana yol gösterir. Ben çok kararsızımdır. Önemli
konularda içimdeki o sese kulak vermeyi öğreniyordum. Yüreğimin
derinliklerinden gelen huzur veren o sesi dinlerim. O bana ne yapmam
gerektiğini söyler. Hatta kalbimin en çok kırıldığı zamanlarda bile Tanrı’yı
suçlamadım. Affedemediğim zamanlar da oldu. Ama affetmeyi de öğreniyordum. Dua
ederek bana kötülük edenler için yüksek sesle onları bağışladığımı söyler, onların
üzerine bir kötülük gelmemesi için onları bereketlerdim. Çünkü Tanrı benim için
en iyisinin ne olacağını biliyordu. Ben bilmiyordum. Ama Tanrı biliyor. Öyleyse
geleceğim için endişe etmeme gerek yok. Kaygılanmamalıyım. Ne yiyeceğiniz, ne
de içeceğiniz için hiç kaygılanmayın der. Nasıl kuşların yiyeceklerini
sağlıyorsa siz onlardan ne kadar değerlisiniz. Tanrı sağlayıcımızdır. Biz O’na
aitiz. Tanrı bir baba şefkatiyle bizimle
ilgilenir. Babamı 1998 de kaybettim. Onu kaybettikten sonra Tanrı hayatımda ki
bu büyük boşluğu doldurmaya başladı. Artık dualarımda Tanrı’ya Baba
diyebiliyordum. Bunu söylemeye ihtiyacım
vardı her zaman. “Ben Baba’dayım, Baba da bendedir.” (Yu 14:11) Yüreğiniz
sıkılmasın ve korkmasın. Tanrı bize kendi esenliğini verdi. Kutsal Ruhun
esenliği yüreklerinizde olsun. Tanrı
sizin hayatınıza gireceği zamanı biliyor. Hayatınızda sizin O’na en çok
ihtiyacınızın olacağı bir günde kapınızı çalabilir. Düşünüyorum da iman etmeden
önceki hayatımda Tanrı bana hep rüyalarımda konuşuyordu. Bana kim olduğuyla
ilgili mesajlar gönderiyordu. Nasıl iman ettiğimi ileriki bölümlerde
anlatacağım.
Tapınmamızda müziğin önemi çok
büyüktür. Müzik olmadan da tapınılabilir. Tanrı bulunduğumuz yerde övgülerimizin
üzerine taht kurar. Avlularına şükranla, övgüyle girin.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Öne Çıkan Yayın
Pozitif Düşünme ile Şifa
Pozitif düşünmenin iyileştirici gücü vardır. Bu makalede nasıl sağlığınızı iyileştirmek ve kendinizi iyileştirmek için pozitif düş...
-
Pozitif Düşünce gücüyle hastalıkları yenmek mümkün mü? Bu konuda internette kısa bir araştırma yaparak, düşünce gücüyle kanseri ...
-
Pozitif düşünmenin iyileştirici gücü vardır. Bu makalede nasıl sağlığınızı iyileştirmek ve kendinizi iyileştirmek için pozitif düş...
-
Bir ressamın yaptığı tablonun yorumu TABLONUN ISMI " İSA DİRİLDİ " Bu tabloyu yapan mutlaka Hristiyan bir ress...