6 Nisan 2019 Cumartesi

Bir alerji hastası nasıl olumlu düşünebilir.


                   
          O kadar şanslıyım ki  sadece alerji hastalığım var.  İnsan bir hastalığa yakalanınca nasıl kendini şanslı hisseder.  Bence daha kötü hastalıklara yakalanmadığı için. Beterin beteri var demişler. Bu hastalığımın olduğunu nasıl öğrendim. Bir gün her zamanki gibi hafta sonu eve abur cubur türden yiyecekler almıştım. Cips, dondurma, çikolata e.t.c.
Bunları tükettikten sonra kısa bir süre sonra dudaklarım ve yüzümün bazı yerleri şişmeye başladı. Ben tabii ki önceleri çok korkmuştum. Benim yerimde başkası olsaydı kesin paniklerdi. Sakin kalıp düşünmeye başladım. Bu yüzümdeki şişme neden olabilirdi? Hemen düşünmeye başladım. O gün neler yediğimi hatırlamaya başladım.

            Vücudun alerjik reaksiyon göstermesi kişiden kişiye farklı şekillerde değişiyormuş.
Kimisinin vücudu kızarıp kaşınırken , diğerinin sadece yüzünde ve ellerinde, ayaklarında şişlikler oluşuyor. Kimisinde ise bacaklarında veya vücudun başka yerlerinde deri döküntüleri oluyor. En tehlikelisi de dilin şişmesi imiş. O zaman hemen acile gitmekte fayda var. Çünkü nefes almanız zorlaşıyor. Bir alerji kişiden kişiye değişir. Kimisi mantara alerjisi vardır. Kimisinin havada uçan polenlere alerjisi vardır. Ben kendimde keşfettiğim alerji ise yediğim gıdalardaki ortak bir maddeye bağlıydı. Hazır gıdalarda bulunan “koruyucu katkı maddesi”ne En çok küçük ambalajlı dondurmalarda, cipslerde, paket pişmiş şinitzel gibi tavuk ürünlerinde, paket küçük ketçap ve mayonezlerde bulunur. Bir düşündüm ki eve ne kadar çok hazır paket gıdalar alıyormuşum.
           
            Ne yazık ki koruyucu katkı maddeleri gıdaların raf ömrünü uzatmak için kullanılıyor. Yani sağlığımız o kadar önemli değil. Market sahiplerinin ne kadar çok kar elde edeceği daha önemli. Aldığım gıdalarda hazır pişmemiş ürünler tercih etmeye başladım. Her paketi , en ufak olanları bile arka taraflarını okumaya başladım. Ortak noktaları hep aynıydı sodyum… ile başlayan birçok koruyucu katkı maddesi içeriyordu.

            Ben 50 yaşında bir bayanım. Hiç evlenmedim. Bu güne kadar da çok önemli bir hastalık geçirmedim. Yakında burnumdan ameliyat olacağım. Çocukken düştüğüm için zamanla burnumda kemik eğriliği oluşmuş.  Bu da burnumdan nefes almamı zorlaştırıyor.
Bu belki önemsiz bir ameliyat dersiniz. Olmasan da olur diyen çok oldu. Geçmişime baktığım zaman okul yıllarında spor derslerinde rahat nefes alamazdım. Bu da uzun süre koşamadığım için zamanla ben de kilo artışı yarattı. Aradan yıllar geçti. Şimdi ben 50 yaşına girdim. Bu kış bir iki, kez grip olduktan sonra hala burnumdan nefes alamadığımı farkettim. Oturup düşündüm. Bu fazla kilolardan dolayı mı yoksa , burnumda içinde et veya geniz eti sorunumu var diye.  Doktor testlerini yaptı. Tomografi sonucu burnumda belirgin bir kemik eğriliği varmış. Bu nedenle nefes almakta zorlanıyordum.

            Küçücük bir şey insan hayatını ne kadar çok etkiliyor. Burnumda eğer hiçbir problem olmasaydı, bende diğer arkadaşlarım gibi okulda spor derslerinde başarılı olurdum. Yıllar geçtikçe kilo almazdım. Çünkü en fazla 30 dakika rahat yürüyebiliyordum. Daha sonra tıkanıyordum. Bu sorunumu ameliyat olarak atlatacağım. Kilo problemini ise evde bir koşu bandı alarak düzenli yürüyüş yaparak çözmeyi düşünüyorum.

            Alerji sorunuma gelince demek ki insan vücudu belli bir yaşa gelince doğal olmayan
Maddeleri artık kabul etmiyor. Gençken daha fazla metabolizma çalıştığı için , zararlı maddeler vücuttan kolayca atılabiliyordu.

            Her zaman dediğim gibi. Kendi sağlığınız için çok dikkatli olmak gerekiyor. Neyin zararlı neyin zararsız olacağını kullandıktan sonra anlıyorsunuz. Alerji hapı kullanarak kaşıntı ve şişliği kontrol altında tutabiliyorum. Şimdi öğrendiğim koruyucu katkı maddesi içeren bazı gıdaların listesini vereceğim. Bu liste daha uzayabilir. Sizde satın aldığınız ürünlerin içeriğini okumadan satın almayın derim.

            Benim alerjimin olduğu gıdalar şunlardı, paket  karabiber, paket dondurmalar, tüm hazır gıdalar, paket sucuk, paket sosis, paket bitki çayları , paket form çayları, patates cipsleri, gazlı içecekler, paketlenmiş tavuk ürünleri, çikolatalı bisküviler, hazır domates ve mayonez sosları, hazır poşet kahveler, 3 in 1, e.t.c. Bu liste her geçen gün artıyor. Artık geriye ne kaldıysa onları da kontrol etmeye devam edeceğim.

            Eğer hayvanların yemlerinde de bu koruyucu katkı maddeleri  varsa et türü yediğimizde herhangi bir alerjik reaksiyon yaşayıp yaşamadığınızı siz düşünün. Çünkü geriye ne kaldıysa size sağlığınızla oynamayan, katkı maddesi içermeyen ürünleri tercih etmeli her zaman.            

            Mutlu ve sağlıklı günler dileğiyle…

 
 








 



  







 


























12 Ocak 2019 Cumartesi

"Eğer hiç düşünmüyorsam , o zaman yaşamıyorum demektir."





Sabah saat 5:00 te uyandım. Bedenim dinlenmişti. Ama bazen bedenim yorgun olsa da beynim çalışmaya ve düşünmeye devam ediyor. Güzel bir rüyadan uyandıktan sonra tek yaptığım düşünmek, düşünmek.. Bugün bir arkadaşımla sohbet ediyordum. Bana neler yaptığımı sordu. O na dedim ki, düşünüyorum, yazıyorum, konuşuyorum. Bana emekli olduğumu düşündüğünü söyledi. Evet doğru dedim. Ama çalışmaya devam etmek istiyorum. Beynim henüz emekli olmadı.

Beynimin neden bu kadar çalíștığını düșünüyorum. Benim asıl mesleğim Mali Danișmanlık, muhasebecilik. Bu iși yaparken bile beynimin hiç yorulmadığını hatırlıyorum. Bazı günler ișlerin yoğunluğundan bașımın çok ağrıdığını hatırlıyorum. O zamanlar iș çıkıșı deniz kenarında uzun yürüyüșler yapardım. Temiz hava strese iyi gelirdi. Bazen de iki üç gün geçmeyen baș ağrılarıyla mücadele ederdim. Bu nedenle kendi sağlığím için neler yapmam gerektiğini çok iyi biliyorum. O zamanlar ağrı kesici ilaçlar benim kurtarıcım, olurdu. Aslında tek ihtiyacım olan , birkaç günlük bir dinlenme idi. Ama o yıllar bu mümkün değildi. Şimdi mümkün. Eğer iş sahibi iseniz o zaman dinlenmeye zaman ayırmak kolaydır. (5:53)

Sağlıklı bir beyin , sağlíklı bir vücutta bulunur. Bu da doğru kararlar , pozitif düşünceyi doğurur. İnsanin kendisi için tek ihtiyacı olan fayda pozitif bir yaşam sürmesidir. Sağlíksız düşünen bir beyin kendinize bir fayda getirmez. Sürekli olumsuz düşünürseniz beyniniz bunu diğer hücrelere bir görev gibi iletir. Hücreleriniz sizin canınızdır. Hücrelerinizin ölmemesi için, olumsuz düşünmemelidir. Her hastalık olumsuz düşünce tohumlarının büyümesi ile başlar. Su deneyini hatırlayín!.. Önceki yazılarımda su deneyinden söz etmiştim. Birkaç bardak ayní temizlikte ki suya farklı farklı konuşurlar. Bir bardaktaki suya sevgi ve olumlu sözcükler söylenir. ( seni seviyorum, sen değerlisin, sen güzelsin) etc.. Diğer bardaklardaki sulara olumsuz, nefret sözcükleri söylenir. Bir süre buna devam edilir. Sonuç; güzel sözler söylenen bardaktaki su daha berrak olmuş. Diğer kötü sözler söylenen bardaktaki sular ise simsiyah olmuş, pis kokmaya başlamış.
Burada anlatmak istediğim şudur: Vücudumuzun % 70 inin su olduğunu hepimiz biliriz. Bunun için uzman olmaya gerek yok. Öyleyse kendi düşüncelerimizle kendi kendimizi neden hasta edelim? Siz güzelsiniz, siz değerlisiniz, siz mükemmel bir şekilde yaratıldınız. Bunu düşünün. Kendinize kötü davranmayın. Her şeyin en iyisini kendiniz için isteyin. Dileyin. O zaman her şey daha güzel olacak. (6:15)



10 Ocak 2019 Perşembe

" Pozitif düşünerek Baş ağrılarını durdurma yolları mümkün mü? "

        


       Pozitif düşünerek baş ağrılarını durdurma yolları mümkün mü? Evet mümkündür. Önce başka bir konu kafanızı karıştırmasın. Buna bir açıklık getireyim. Pozitif düşünerek şifa buluyorsak o zaman dua ederek Tanrı'dan şifa istememize gerek yok mu? Tabii ki hayır. Tanrı her zaman vardır ve bizim Tanrı'ya ihtiyacımız vardır. Tanrı sadece dua ettiğimizde bize sadece şifa değil, bereket de verir. Çünkü şifa bulabilmemiz için affetmeye gerek vardır. Affetmek bize şifa kapılarını açar. Hayatımız düzene girer. Bu yüzden birbirinizi bağışlayın ki şifa bulasınız. Pozitif düşüncenin bize faydası ise sağlıklı kalabilmemiz için doğru kararlar verebilmemizi sağlar. İnsan Tanrı benzeyişinde yaratıldı. Bu nedenle kusursuz ve mükemmel bir doğaya ve hala bilimin çözemediği gizemlere sahibiz. 

        Stresli bir ortamda çalışmak zorunda olan milyonlarca ve binlerce insan vardır. Çalıştığımız işyerleri veya ortamlar bazen bizi gerer. Gerilimli bir ortamda çalışmak bizde bazı sorunlara yol açar.
Bu da bize baş ağrıları, omuz ağrıları, veya migren olarak geri döner. Stresli ve gerilimli yaşantımız sadece işyerinde değil evdeki yaşamımızda da kafamıza taktığımız çeşitli sorunları düşündüğümüzde bu baş ağrılarıyla karşılaşırız. 

       Eğer inançlı bir insansanız bu sorunlarınıza bir çözüm bulmak daha kolaydır. Kutsal Kitap okumak, dua etmek, aynı inancı paylaştığınız kişilerden dua istemek, sık sık imanlı kardeşlerle bir
araya gelmek gibi birçok çözüm yolları vardır.
       Eğer inançlı bir insan değilseniz ki bu mümkündür. Zaten sorunlarımızın çoğu Tanrı'ya yaşamlarımızda bir yer vermemekten kaynaklanır. Tanrı bizim odak noktamızda olmalıdır. Kalbimizde ve düşüncelerimizde O'na yer vermeliyiz. Eğer bir sorunla karşılaştığımızda Tanrı bizim yerimizde olsaydı ne yapardı? diye düşünmeliyiz. Bu nedenle bütün insanların Tanrı'ya yaşamlarında bir yer vermeleri şarttır.
     
        Pozitif düşünceye yer verip size en yakın olan bir arkadaşınızı
arayabilirsiniz. İşten sonra beraber yürüyüş veya bir kahve molası
verebilirsiniz. Hiçbir zaman derdinizi kendinize saklamayın. Onu paylaşın. Bu sizi rahatlatır. İnançsız bile olsanız sizi her zaman 
duyan Tanrı'dan yardım isteyin. Fakat sonra Tanrı'yı tanımak için ona zaman ayırmayı ihmal etmeyin.
        İşe gittiğiniz zaman yanınızda spor ayakkabılarınızı da götürün. İşten sonra eve giderken bir iki durak önce iner eve yürüyerek gidebilirsiniz. Bu da o günkü stresinizi azaltır.Temiz bir hava ve oksijen beyninize çok iyi gelecektir. Derin derin nefes alın.

        Eğer evden çalışıyorsanız,  çalışmalarınıza ara verip dinlenmeye zaman ayırın. Hemen ağrı kesici ilaçlara yönelmeyin.
Bol su için belkide baş ağrılarınızın nedeni vücudunuzu susuz bıraktığınızdandır. Sigara ve alkol veya şeker gibi bağımlılıklar dan söz etmiyorum bile. Bunları kullanmadığınızı varsayıyorum.
        Eğer hipertansiyon hastasıysanız zaten baş ağrılarınız bundan
kaynaklanıyordur. İlaçlarınızı düzenli aldığınızdan emin olun. Doktor kontrollerinizi aksatmayın. Boş konularda sohbet etmek veya tartışmak da baş ağrılarına neden olur. Zamanınızı boşa harcamayın. Sizinle aynı düşüncede olan kişilerle zaman geçirin.
Negatif düşüncelere sahip insanlarla birlikte olursanız pozitif bir yaşam süremezsiniz.  Doğru düşünceler pozitif olanlardır. Negatif kişilerle takılırsanız pozitif bir yaşam beklemeyin. Herkese sağlıklı ve mutlu bir yeni yıl diliyorum.
       Bu yeni yılda her ay 2 veya 3 paylaşımda bulunmaya çalışacağım. Bloğumu takip etmeye devam edin.






yeni bir blog "Gezi videoları " yakında

                  Sevgili blog okurlarım, önceden eklediğim yemek tarifi  videolarımı başka bir blog konusu altında paylaşacağımdan bu bloğumun konusunu değiştirmemeye karar verdim. Yemek Tariflerimi  sadece tanıtım amaçlı eklemiştim. Bu nedenle buradan kaldırdım. Yeni bir blog adı altında onları yine Semra'nın Tarifleri ve resimleriyle birlikte sevenlerle paylaşacağım. Anlayışınız için teşekkürler. "Positive Perspective Yazarı"Semra Şengezer..
Ve yeni blog adresim ; recetasdesemra.blogspot.com
                   Sonraki Blog yazımın konusu " Pozitif düşünerek Baş ağrılarını durdurma yolları mümkün mü? " Gerilim tipinde olan ve kronik baş ağrılarımız neden kaynaklanır? Başımız her ağrıdığında ilaç içmek zorunda mıyız? Umarım beğenirsiniz...

6 Ocak 2019 Pazar

Olumsuz Düşünceyi Olumlu Düşüncelere Dönüştürün


              
             
1. Yeterli değilim …. O kadar şanslıyım ki bu kadar şanslı olduğuma inanmak zor.  
     Kendi yeteneklerimi keşfediyorum.

2. Yeterince sahip değilim … Mutluluk derinlikten kaynaklandığında mutlu olmak için neden “sahip olmam” gerektiğini anlamıyorum.

3.  Yeterince hoş değilim . … .. Ah, çok güzelim ve kendime ne kadar çok dikkat edersem o kadar güzel oluyorum.

4 . Yeterince akıllı değilim … Belki de aklımı daha iyi ya da farklı bir yerde kullanmam gerekebileceğini bilecek kadar zekiyim.

5. Bunun nasıl çalıştığını bilmiyorum [bilgisayar, teknoloji, sistem, araç vb.] … Yeteneklerim olmayabilir ama öğrenebilirim ve öğrenmek istediğim  her şeyi öğrenebilirim!

6. Ben teknoloji meraklısı değilim . … Ama ilk başlayanların bir gecede meraklı olmadıklarını unutma. Herkes isterse kullanarak bir teknoloji öğrenebilir.

7. Bunun olacağından veya geleceğinden şüpheliyim …. Buna güveniyorum ve her iki şekilde de, sonuçtan memnun olacağım çünkü bu gerçekleşmezse daha iyi bir şey olacak.

8. Beni alacaklarını sanmıyorum … .. Onlar için haklı olduğumu hissetmiyorlarsa, ikimiz için de beni almadıkları en iyisidir. Doğru kararı vereceklerine inanıyorum.

 9. Bir insan, bir evcil hayvan, kaybedilen bir arkadaş olmadan hayatta kalamam . [Bu kişi / evcil hayvan] olmadan kendimi kaybolmuş ve üzgün hissediyorum ancak yine iyileşip iç huzuru bulacağım .

10. Dün yapmalıydım …. Bugün bunu yapmak için iyi bir zaman yaratabilirim.

11. Kırıldım, o kişiyi affedemiyorum ….  Her gün affediyorum ve içsel şifa buluyorum. Ne kadar bağışlarsam o kadar şifa bulur ve iyileşirim. (Tanrı’nın bu konudaki sözünü hatırlıyorum. “Birbirinizi bağışlayın ki hastalıklarınıza şifa bulun.”)

12. Zayıfım ve hastayım...... Ne kadar zayıfsam Kutsal Ruh ile düşündüğümden daha güçlüyüm.

13. Bunu yapamam. ....  Yapabilirim… Yeterince çalışırsam her zorluğu aşabilirim.

14. Hep Keşke keşke diyorum ….  Yapabilirim yapabilirim.

15. Onun gibi başarılı olmayı dilerdim … .. Kendim de başarabilirim, o zaman kendimi daha mutlu hissederim. Bu kendi başarım olacak.

16. Bu şey için çok yaşlıyım ……… Bu şeyleri öğrenme yolumda neler oluyor ve yaşın öğrenme ile ne ilgisi var?  Öğrenmenin yaşı yoktur.

“Mükemmel bir yaşta olduğunu biliyorsun. Her yaş özel ve değerlidir, çünkü siz sadece bir kez yaşayacaksınız. Sağlıklı ve mutlu bir yaşlılık neden olmasın.
Tabii ki hayat bazen kısa olabilir. O zaman siz de Hayattan Zevk alın!”

17. Ben asla değişemem bu dert beni bitirecek….  Değişmeye hazırım. Ben zekası olan bir insanım ve eğer istersem değişebilirim. “Düşüncelerinizde yenilenin” Kutsal Kitap okumak bizim düşüncelerimizi yeniler, Her derdimize çare buluruz.”

18. Onlar gibi yetenekli değilim. … .. Tanrı her yarattığı insana farklı yetenekler verir.  Farklı armağanlar verir. Sadece Tanrı’dan   Kutsal Ruhunu size de vermesini isteyin. Kalbinizi O’na açın. Çok şaşıracaksınız, Hayatınız değişecek. Kendi yeteneklerinizi keşfedeceksiniz.

19. Keşke zengin olsaydım …   En büyük zenginlik, kişinin her bakımdan zihnen ve bedenen sağlıklı olmasıdır. Bu da ancak Tanrı”nın bize verdiği Kutsal Ruhu sayesinde olumlu düşünerek olur. Tek bir pozitif düşünce herhangi bir hastalığı iyileştirebilir.
        












8 Mayıs 2017 Pazartesi

Düşünce Gücü neler yapabilir ve kanserli hastaya nasıl şifa verir.

   "Düşünce gücü ile şifa" yazımda açıklamaya çalıştığım gerçeği bu yazımda bir video ile size kanıtlanacaktır.
Yazının sonundaki videoyu sonuna kadar izlemeyi unutmayın. 
   Kalbimizin içinde bir hisse sahip olduğumuz zaman bedenlerimizin içinde elektrik ve manyetik dalgalar yaratırız. Ve bu dalgalar bedenlerimizin ötesindeki dünyaya yayılır. Kilometrelerce uzaklığa kadar. 
Bu hissi kalbimize ancak pozitif düşünce gücü ile verebiliriz. Buna inanmak çok önemli. Ve sözle söylemek çok önemlidir. Kalpte bir tek ortak hissi yaratarak bir araya toplanan insanlar dünyayı değiştirebilirler. 
   Bizler bilimi anlayıncaya kadar bu bir "mucize" dir. Ama bilimi anladıktan sonra bu bir teknoloji haline gelir. Güçlü bir içsel teknoloji.
   Çin'de Pekin'de ilaçsız bir hastane denen bir iyileştirme merkezi vardır. Hiç ilaç kullanılmıyor. Film "mesane"sinde kanser teşhisi konulan bir kadını gösteriyor. "7,5 santim çapında bir kanser".  
 Batılı doktorlar hiçbir şey yapamayacaklarını söylemişler.Sana artık yardımcı olamayız demişler. O da kalkıp Çin'deki bu kliniğe gitmiş. Bu kliniktekiler ise batılı doktorlardan farklı şekilde düşünmekteler. Kadim bilgelikten gelen bir teknolojiyi kullanıyorlar. Ve bu teknoloji bilim ile aynı. "Pozitif Düşünce Gücü".
   Filmde 3 adet uygulayıcı var. Tam ve doğru hissi hissettirmek için eğitilmiş 3 kişi. Bu üç kişi kadının zaten önceden iyileşmiş olduğu hissini yaratıyor. Öyle bir his yaratıyorlar ki , onlar için kadın zaten çoktan iyileşmiş durumda. Kadının içine ultrasonla bakıyor olacağız. Ve göreceğiz ki tümör 3 dk içinde yok olacak!.  Uygulayıcıların iyileştirmek için kullandığı dilin eşliğinde. Kullandıkları kelimeye gelince "vas-sa" (Zaten oldu, çoktan gerçekleşti" demek.  Düşüncelerinde ve kalplerinde şifanın zaten çoktan gerçekleşmiş olduğu bir yerden geliyorlar. 
Şifanın gerçekleşeceği değil! ,
Şifanın gerçekleşmek üzere olduğu değil!,
Zaten önceden gerçekleşmiş olduğudur.
Bu önemlidir. Çünkü bahsedilen enerjinin hissi bir "ayna"dır. "Şimdiki an" da deneyimlediğimiz şeyle ilgili hissimizi yansıtır.
Eğer inancımız şifanın gerçekleşmek üzere olduğu ise hep o bir gün beklenir. Çünkü bunun ucu açıktır. Sonuç yoktur. Bunun için büyük bir iman gerekir. O zaman gerçekleşmesini istediğimiz şeyi çoktan gerçekleşmiş olduğuna inanarak önce kalbimizde hissedeceğiz. ( Bu birinci kural) . Sadece tek bir şifa için değil, her zaman. Benim anlatmak istediğim "düşünce gücü ile şifa" ,işte buna bir örnek. 
Videoyu izleyelim, Düşünce Gücü neler yapabilir?.....

VİDEO LİNKİ BAZI TARAYICILARDA AÇILMAYABİLİR. FARKLI TARAYICILARDA AÇILIR.  (https://www.youtube.com/watch?v=JNR8oVZMQo8) (YOU TUBE VİDEOSUDUR. 
ARAMA YAPARKEN (Düşünce Gücü neler yapabilir ) videonun başlığı.













29 Mart 2017 Çarşamba

Olumlu ve Olumsuz düşüncelerimizin bizdeki büyük etkisi


  SUYUN HAFIZASI VARDIR...

Eğer düşünceler bunu suya yapabiliyorsa, kendi düşüncelerimizin bize neler yapabileceğini düşünün!

Bağışıklık sisteminize saldıran en kötü düşman MİKROPLAR DEĞİL!

Aklınızdan geçenler ve ağzınızdan çıkanlardır.. 

Dahası vücudun direncini arttırmaya yarayan en sağlıklı besinlerden biri, vitamin ,mineral,enzim, meyve suları, hatta şifalı bitkilerden bile daha sağlıklı olanı SEVGİ dir.
Vücudumuzun yüzde altmışı (%60 ı) sudan oluşuyorsa ve beynimizin %80i sudan oluşuyorsa bu iki videoyu dikkatli izlemelisiniz. Kötü ve çirkin sözlerin bir su damlasını ne kAdar çirkinleştiriyorsa,
güzel ve olumlu sözlerin  bir su damlasını ne kadar güzelleştirdiğini sizde kendi gözlerinizle görebilirsiniz.
Şimdi olumlu düşünmenin veya sağlıklı düşünmenin kendi bedenimizi iyileştirici bir gücünün olması buradan kaynaklanıyor.  Çünkü SU evrendeki en değerli elementlerden biridir.

Buradan düşünecek olursak, kötü ve olumsuz düşüncelerimizin bizleri neden hasta ettiğini anlamak zor olmasa gerek!. Birçok hastalığın nedeni bu olabilir.

Sizin ne düşündüğünüzle bağışıklık hücrelerinizin işi ne?
Onları niye ilgilendiriyor?
Bugünlerde ortalarda onca mikrop dolaşıp dururken ,kanser oranı roket hızıyla fırlamışken, yeteri kadar uğraşacak şeyleri yok mu da ,sizin özel işlerinize karışıyor ve kendinizle yaptığınız özel konuşmalara gizlice kulak kabartıyorlar?
Dikkat!
Bağışıklık sisteminiz duygusal diyologlarınızı dinliyor ve bunlara tepki veriyor.
İşte Tıp Biliminin şu anda bize söylediği şey tamamen bu; bağışıklık hücrelerinizin üzerinde nöropeptitler  yani her düşünce ile beyninizin yarattığı kimyasallar için özel bir reseptör bulunuyor.
Ve bağışıklık hücrelerinizin mikroplara ve hastalıklara verdiği yanıt- arttırıcı , azaltıcı   hatta durdurucu olması , bu beyin kimyasalları tarafından etkileniyor.
Bağışıklık hücrelerinizin yanıtı düşünceleriniz tarafından belirleniyor!
Yaptığınız her şeyin fiziksel bir sonucu vardır.
Öyle görünüyor ki artık, düşündüğünüz her şeyin de bir sonucu var!

OLUMLU DÜŞÜNÜN!





 Kendi hayatımdan verebileceğim en gerçek bir örnek ise şudur,
Ablamı bir süre önce kanserden kaybettim.  Ablamı izlediğim süre boyunca kendi hayatında çoğu zaman sevginin olmaması, ve yaşadığı üzüntülerden dolayı olumsuz düşüncelerle kendi sağlığına zarar verdiğini anladım. Ablam üzüntülerinden dolayı her zaman söylediği sözlerden birisi de "
bir gün kanser olup geberip gideceğim !" derdi.
Bu sözleri söylediği zaman benimle üzüntülerini paylaştı. Ona olumsuz düşünmemesini söyledim.
Bu tamamen onun elinde olan bir güçtür.  Kendi sözlerimizle bedenimizi lanetleyip , yine kendi sözlerimizle bedenimizi tamamen %100 sağlıklı kılabiliriz. Kişinin kendisini iyileştirme gücü tamamen kendisine bağlıdır.  Ablam iki ay içinde kansere yakalandı ve kısa bir süre önce kaybettik.
Şimdi düşünüyorum da ağzımızdan çıkan doğru ve olumlu sözler önce kendi bedenimizi etkiliyor. Bunun tam tersi de ağzımızdan çıkan kötü ve olumsuz sözler bedenimizi ve bağışıklık hücrelerimizi en kısa sürede yok edebiliyor.

OLUMLU DÜŞÜNÜN!!!








Öne Çıkan Yayın

Pozitif Düşünme ile Şifa

      Pozitif düşünmenin  iyileştirici gücü vardır. Bu makalede nasıl sağlığınızı iyileştirmek ve kendinizi iyileştirmek için pozitif düş...